Van Emek ve Demokrasi Platformu Van Gölü'nde kıyı işgaline dikkat çekti

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Van Emek ve Demokrasi Platformu Van Gölü'nde kıyı işgaline dikkat çekti
Abone ol
Van Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Van Gölü kıyısında yapılan basın açıklamasında artan kıyı işgaline dikkat çekildi. Kıyı işgali gerçekleştirilen bölgelerden örnekler verildi.

Vanmed (Van) - Van Emek ve Demokrasi Platformu bileşeni STK temsilcileri, Van Gölü kıyısında bulunan Merit Oteli önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı, platform bileşenlerinden Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (Van Çev-Der) Yönetim Kurulu Üyesi Av. Jiyan Özkaplan, okudu.

"Van Gölü ranta değil halka açılsın" temasıyla yapılan açıklamada, "İlimiz ve bölgemizin sembolü olan Van Denizini, doğanın bize bahşettiği bu olağanüstü güzelliği ve değeri;  kanun koyucular ve kanun uygulayıcıların ihmalkârlıkları, yanlış düzenlemeleri ve ranta hizmet üretmeleri yüzünden gün be gün kaybetmekteyiz." denildi.

Gölün havzadaki önemine dikkat çekilen açıklamada, "430 km  çevresi 451 metre derinliğiyle bir iç deniz niteliğinde olan Vangölü, dünyanın sayılı güzellikleri arasında yer almaktadır. Kate  Rubins tarafından  uzaydan çekilen fotoğrafı dünya çapında birincilik kazanan  Vangölü, aynı zamanda dünyanın en büyük tuzlu sodalı gölü olması sebebiyle bölgemizi ayrıcalıklı kılmaktadır." ifadesi yer aldı.

Göle verilen zarar

Van ve havza için önemli bir değer teşkil eden Van Gölü'ne yönelik farklı şekillerde zarar üreten girişimler olduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Fakat maalesef her gün kanun koyucular, uygulayıcılar ve taşeronlar tarafından tahrip edilerek abluka altına alınmakta, kirletilmekte ve halkın kıyılara ulaşımı engellenmektedir. Değeri paha biçilemeyecek kadar önemli olan bu sahiller, sulak alanlar, sazlıklar ve faunasında yer alan yüzlerce canlı türü vahşi kapitalist uygulamalarla gasp edilmiş ve her geçen gün katledilmektedir. 3621 sayılı kıyı kanunun 6. Maddesinde, ‘kıyı herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup buralarda hiç bir yapı yapılamaz. Duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz kum, çakıl alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve atıklar dökülemez’ denilmektedir. Yine ilgili kanunun 14. maddesinde, ‘kıyı uygulama imar planı kararı kapsamında kalan alanlarda ruhsatsız yapılar ve ruhsat eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı imar kanununun ilgili hükümleri uygulanır’ denilmektedir. Yasanın 15 maddesinde ise ‘kıyıda ve uygulamada imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, hendek, kazık, dolgu, moloz engelleri oluşturanlara idari para cezası verilir. Oluşturulan engeller beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verir’ denilmektedir. Fıkralarda sayılan fiillerin kıyının doğal yapısını bozacak bir etki meydana getirmesi halinde daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde failleri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezası hüküm olunur, denilmektedir. Kanun  ve yönetmenliklerde bu kadar açık ifadelerin bulunmasına rağmen kanun uygulayıcılar hangi ilişki sonucu bu uygulamalara seyirci kalmakta ya da göz yummaktadır."

İşgal gerçekleşen bölgeler

Kıyı işgali gerçekleşen bölgelerle ilgili bilgilerin aktarıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Yakın tarihte Van Denizi ve kıyıları Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak tescil edilmiştir. Bu sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım kanununun;en zayıf koruma şekli olduğu ve gelişi güzel olarak hazırlanmış olduğu özellikle kıyılardaki köylerin, tarım arazilerinin, sazlıkların, sulak alanların hesaba katılmamış olmasından anlaşılmaktadır.  En zayıf koruma kanunu olmasına rağmen ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım yasasının’ bile çiğnendiğini Merit Otel ve Edremit Aqua Park gibi yapıların inşasında görmekteyiz. Yine uygulamanın d bendinde ‘korunan alanların tespiti tescil onayına ilişkin usul ve  esaslara dair yönetmelik ve ilke kararlarına aykırı olmamak ve çevre düzeni planında belirtilen şartları aşmamak kaydı ile’ denmesine rağmen uygulamalar en zayıf koruma planı olan sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım planına aykırıdır. Sonuç olarak anayasanın 56. Maddesi 'erkes (tüm canlılar) sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir’ hükmünü içermektedir. Biz vatandaşlar ve sorumluluk duyan Sivil Toplum Örgütleri olarak  buradaki  hukuksuz ve ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı yapılaşmaya karşı buradayız. Peki ya devlet nerede, kanun koyucu nerede, kanun uygulayıcı nerede? Demokratik bir hak olan basın açıklamalarına yüzlerce kolluk kuvveti görevlendirip bu açıklamaları engelleyenler, Van Denizinde günlerdir hukuka aykırı bir şekilde yapılan kaçak inşaatlarla beraber göle doldurulan tonlarca  dolgu gözler önündeyken bu duruma neden seyirci kalmaktadırlar. Sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Buradan yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu hukuksuz uygulamalara daha ne kadar sessiz ve seyirci kalacak ve destekleyeceksiniz. Bu sessiz kalışınız hangi baskı ve çıkar ilişkilerin sonucudur. Yetkilileri uyarıyor ve kendilerine sesleniyoruz. Yasaların gereğini yapmazlarsa bu suçların ortağı olacaklardır. Bizler doğamıza, denizimize, geleceğimize sahip çıkmak adına yapılanlara hayır diyor yetkilileri göreve çağırıyoruz."

Haber: Mehmet Güler


Çalışan emeklilere verilecek 5 bin lira için tarih belli olduÖnceki Haber

Çalışan emeklilere verilecek 5 bin lira...

Gözler en düşük emekli aylığında: İşte masadaki en güçlü rakamSonraki Haber

Gözler en düşük emekli aylığında: İşte m...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar