35 yıl şiddete maruz kalan kadın: Çocuklarımı kendim gibi yetiştirmeyeceğim! - Zeliha Zararsız

35 yıl şiddete maruz kalan kadın: Çocuklarımı kendim gibi yetiştirmeyeceğim! - Zeliha Zararsız

Eşinizle severek mi evlendiniz?

Evet, eşim ile severek evlendim. Onu ilk gördüğümde, ilk tanıdığımda böyle içim kıpır kıpır olmuştu. Dünyanın en iyi, en sevgi dolu, en yakışıklı insanı olarak bildim. O da beni seviyor diye düşünüyordum ve biz evlendik. Evlendikten bir ay sonra kendini göstermeye başladı.

Neler oldu o bir aydan sonra?

Bazen yaptığım yemeklere bahane buluyordu oysaki yemeklerimi herkes çok beğenir. Bazen kıyafetlerimi eleştiriyordu, yaptığım ütüyü beğenmiyordu. Hele bazen eşyaları koyduğum yerleri dahi beğenmiyordu, o kadar bahaneler uyduruyordu ki sürekli kızmak için. Önce bu alışma evresi diye düşündüm, birbirimize alışmak için bunu yapıyoruz diye düşündüm ama zamanla bu daha da artmaya başladı sonra fiziksel şiddet uygulamaya başladı bunun yanı sıra psikolojik şiddette uyguladı beni aşağılıyordu, eleştiriyordu sürekli hor görüyordu. Artık ben kendi kendimi çok kötü, çok beceriksiz, çok iğrenç, hiçbir şey bilmeyen, dünyanın en çirkin kadını olarak düşünmeye başladım. Ve çok da üzülüyordum. Yani sevdiğim insan nasıl bir insandı, nasıl böyle oldu, ya böyle bir insan olamaz, ben nasıl tanımadım bunu, daha önce niye bilmiyordum, ya o kadar şaşırıyordum ki yani böyle kafamda allak bullak düşünceler vardı. Yani böyle bir insanla ben nasıl evlendim, nasıl sevdim böyle bir insanı, gerçekten neden göremedim, evlenince niye bu çıktı, problem neydi, bana karşı şeyi neydi, düşmanlığı, kini neydi bana böyle davranıyordu. Bir türlü anlam veremiyordum. Böyle böyle işte hayatım hep devam etti ve çekilmez hale geldi.

Nasıl bir çözüm buldunuz, nasıl refleks verdiniz?

Hep onu mutlu etmek için uğraştım, sürekli o ne istiyor, o ne seviyor diye… O kadar çok çırpınıyordum ki onu mutlu etmek için ben kendimi kaybettim, kendimden geçtim tamamen ona odaklı yaşıyordum. Kıyafetlerini ütülüyordum, yani her zaman yaptığımın on katı daha iyi şeyler yapmaya çalışıyordum. Ama ne kadar da yapsam bir türlü memnun edemiyordum, bir türlü hoşuna gitmiyordu hiçbir şey. Yani çırpınıyordum ha bire. Bir kafesteki kuş gibi çırpınıyordum ama bunların hiçbiri çare olmadı.

Evlilikte çok zorluklar çektiğiniz ortada geriye dönüp baktığınızda neler söylersiniz?

Önce kadının, insanın kendine güveni olması gerekiyor bence. Yani bu dünya sadece karşıdaki insanı mutlu etmek için değil, kendin, önce kendin olarak sen bir bireysin, sen kendince bir insansın, yani dünyaya bir daha da gelmeyeceksin. Neden biz kadınlar erkekleri mutlu etmek için çaba gösteriyoruz, uğraşıyoruz ki zaten mutlu olmuyorlar ki… Onlar hiçbir şekilde mutlu olmuyorlar her şekilde, her zaman bir bahaneleri oluyor, her zaman gerekçeleri oluyor ve her zaman her konuda haklı gösteriyorlar kendilerini. Biz boşuna mı uğraşıyoruz yani bunu aslında insanın önce kendi özgüveninin gelişmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Erkeği böyle egemen kılan, ‘haklı’ kılan, şiddete iten nedir sizce, ailede, toplumda, eğitimde aksayan bir şeyler mi var?

Ailede kız çocuklarına yanlış bilgiler veriliyor, anne babalar kız çocuklarını yetiştirirken hep alttan al, ses çıkartma gibi telkinlerle yetiştiriyorlar. Yani ikinci sınıf vatandaş olarak yetişiyoruz. Aslında biz yetişirken zaten bu hatalarla yetişiyoruz yani. Annemiz, ailemiz, ebeveynlerimiz bizi büyütürken hep; sen kadınsın, sen kızsın, sen çocuksun, kız çocuğusun diyor. Mesela bir erkek kız arkadaşını çok özgür bir şekilde ifade edip ailesine de arkadaşlarına da anlatabiliyor ama bir kız kesinlikle sevgilisi olduğu zaman, erkek arkadaşı olduğu zaman kimseye söyleyemiyor, bunun bir sır olması gerekiyor kendince. Zaten o esnada korkularından dolayı hemen evlenmek zorunda kalıyor. Duyulmasın, adı kötüye çıkmasın diye ve sonra da olmadık sıkıntılar yaşıyor. Aslında bunu baştan yetişirken ailelerimiz bize yaşatıyor bunu. Yani aileden gelen katı kurallar mı diyeyim artık örf adetler mi diyeyim ne olduğunu bilmiyorum ama bizim yetişmemizden gelen bir eksiklik bu bence.

Bu süreçte sığındığınız, yardım talebinde bulunduğunuz birileri oldu mu?

Hiç kimseye söyleyemiyorsun zaten böyle şeyleri. Özellikle de eşini kendin seçtiysen bunu kendi ailene hiç söyleyemiyorsun, paylaşamıyorsun. Ailenin sana düşkünlüğünü biliyorsun, seni çok sevdiğini biliyorsun. Bunu söylediğin zaman hem sana kızacaklar yaptığın tercihten dolayı, hem de eşine çok kötü gözle bakacaklar tamamen nefret edecekler, onu da istemiyorsun. Düzeleceğini düşünüyorsun ya sürekli… düzeleceğini düşündüğün için de hiç kimseye söylemek istemiyorsun. Belki bir yakın arkadaşın olursa ancak o kadar yani.

Yakın arkadaşının yardımı olabiliyor muydu bu konuda peki?

Onun da yardımı şöyle; işte bu kadar çok ezdirme kendini, kendini ifade etmeyi öğren, işte dünyaya başka insanları mutlu etmek için gelmedin. Bazen çok şey olduğunda da ‘sabret geçecek’, belki alışma süresi falan diyordu. O da bazen beni rahatlatmak için, bazen güvenimi sağlamak için, benim kendimden emin olmam için yardımcı olduğu kadar olabiliyordu yani.

Gördüğünüz şiddetin psikolojik zararlarından bahsedebilir misiniz?

Ya psikolojik olarak zaten kendini hiç iyi hissetmiyorsun. Neden? Kendini yetersiz görüyorsun bir kere, yani insanlıktan çıkıyorsun, kendini yetersiz görüyorsun. Diyorsun ki; ‘ben demek ki hiçbir şeyi beceremiyorum, yani hiçbir şeyi bilmiyorum, bir eşimi bile memnun edemezsem ben ileride anne olduğum zaman çocuğumu falan nasıl memnun edeceğim’ diye kaygı duyuyorsun. Yani her açıdan kaygılı oluyorsun ve bu seni panik olmaya itiyor, panik oluyorsun.

Tecrübesi olan biri olarak şiddet gören kadınlara ne önerirsiniz?

Kendilerine güvenlerinin çok olması gerekiyor. Bir kadının bir şeylerle baş etmesi için önce özgüveninin çok güzel oluşması gerekiyor. Bir kadın kendini bilirse, kendini tanırsa, özgüveni gerçekten yerinde olursa aslında şiddet görmez diye düşünüyorum. Bu illaki eşinizle alakalı değil, dışarıdaki insanlar da yani yapar bunu herkes yapar çünkü gerçekten bir insan kendi ayakları üzerinde durup da kendi özgüveni gelişmemişse eğer, kendini ifade edemezse bütün dünya da herkes onu ezer yani.

Şimdiye kadar bize anlattıklarınıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben kesinlikle çocuklarımı kendim gibi yetiştirmeyeceğim.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar