Zekeriya Ekinci

Zekeriya Ekinci

Mail: zekeriyaekinci@gmail.com

BİLİNÇ VE DİL

BİLİNÇ VE DİL

Her dilin kendine özgü bir doğuş ve gelişim evresi vardır, kimi diller için de bir ölüm. Evrenin akışında diller karşılaştırılır, dillerde görülen benzerliklerle farklılıklar belirlenir; dilin biçimsel ve işlevsel niteliklerini açıklayan teoriler geliştirilir. İnsan dilinin kökeni, toplum içindeki yeri, düşünce ve gerçeklikle ilişkisi felsefi sorunlarla sorgulanır.

Tam bu noktada dilin özü ve doğası ile bu kavramları çözümleme işlevli dil bilim çıkıverir önümüze.

Böylece iletişimin hem mantıksal hem de fiili olarak insanlar arası etkileşimin bir gereği olduğu görülür.

Öyleyse bilinç gibi dilin de öteki insanlarla ilişkiye geçme gereksinimi gereği doğduğu söylenebilir.

Bilinç ve dilin karşılıklı etkileşimi, bilincin toplumsal bir ürün olduğunu gösterir. Bunu söylerken dilin var olma gücünün biyolojik veriden soyut olduğu anlaşılmamalıdır. Böyle bir yargıya varma, sahip olunan felsefi bakışa ters düşer.

Demem şu ki dil, bilinç gibi içten kaynaklıdır.

Düşünce ve gerçeklik arasındaki karşılıklı ilişki sorunuyla ilgili olan dil, düşüncenin varlık tarzıdır.

Dil ve ideoloji arasında bir ilişki var olduğuna göre düşünce ve gerçeklik arasındaki karşılıklı ilişki, düşüncenin dilden ayrı var olamayacağının bir göstergesi demektir.

O halde dilin sınıfsal bir niteliği vardır.

Dil sınıf egemenliğinin bir aracı olarak doğar. Göçebe toplumlarda dilin gelişimde gecikmesi, yerleşik toplumlarda dilin zenginleşmesi sınıfsal nedene bağlanmalıdır. Sosyal iletişimin en büyük olgusu olan dilin dil topluluklarında sınıfsal bölünmelerle örtüşmediği; kavmi, etnik ve ulusal toplulukları birleştirici bir rol oynadığı görülmelidir. Çağın modern insanına da düşen, bu görünümü görünür kılmak olmalıdır.

Her dile saygı, her dile özgürlük, her dile kullanım hakkı... gerek.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar