Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

DEM Parti’den beklentiler

Siyaset, gereğini yaptığınızda işlevini görür, gereğini yapmadığınızda ise siyaset inisiyatifi sizden alır, her kalıba girer ve başınıza büyük belalar açar.

Geriye dönüp neden başarılı olamadım demenizin bir anlamı yok, çünkü siz siyaseti başarı için kullanmamış, muhtemelen onun bunun reklam hizmetine sunmuşsunuzdur.

Çünkü, siyaseti sorun çözme aracı olarak da kullanabilirsiniz reklam aracı da…

Siyaset sorunların çözümü için nasıl kullanılır?

DEM Parti açısından biraz cesur bir analiz gerektiriyor. Çünkü DEM Parti’nin iddiaları ve üstlendiği misyon diğer partilerde olduğu gibi öyle sıradan değil.  

Her şeyden önce Kürt sorunu gibi siyasette her tür provokasyona açık bir sorunu çözme iddiasında olduğunuzu beyan ettiğinizde herhangi bir konuda adım atmadan önce biraz durup düşüneceksiniz. Legal bir partisiniz. Bin düşünüp bir yapacaksınız, çünkü yapacaklarınız her zaman “terörize” etmeye müsait. Legal diye zan ettiğiniz adımınız bir anda illegale dönüştürülüp, önünüz kesilebilir. Attığınız adımda iyi niyetli olabilirsiniz, ama siyaseti bir anlamda tuzak faaliyeti olarak da kabul ettiğinizde, provokasyonun çok uzak ihtimal olmadığını her adımda varsaymanız gerekir.

DEM Parti açısından bu provokasyon ortamından sıyrılmanın en iyi yolu siyaseti reklam aracı etmemektir. Yasal bir faaliyeti durduk yerde bir illegal örgüt propagandasına çevirmemektir.

Geçmişte örnekler var, bu örnekleri ciddiye alıp bundan böyle siyaseti doğru temelde yürütmek gerekiyor. “Her şey mübah” mantığı kazandıran bir mantık değil, bunu örneklerde gördük ve yaşadık.

Tabi bu söylediklerim DEM Partiyi genelde ilgilendiren şeyler ama daha çok yerel yönetimleri ilgilendiren birkaç geçmiş örnekten söz etmem gerekiyor.

Nedir o örnekler peki?

1-Belediye başkanları ve belediye meclisi üyelerinin faaliyet alanları dışındaki alanlarda konum almaya zorlanmaları. Mesela, geçmişte ‘canlı kalkan’ adı altında dağa yolculuk yapmaya zorlanmaları. Oturma eylemi ve yürüyüş gibi faaliyetlere zorlanmaları. Bu işi yapacak önemli bir kitle tabanı varken belediye başkanına yaptırmak akıl karı mı?

2-Hendek olayları sırasında belediyeye ait araçların kullanılmasının hakmış ve sıradan bir faaliyetmiş gibi görülüp belediye yönetiminin zor durumda bırakılması. Bu yüzden tutuklanan belediye başkanları kendilerini ifade etme imkânı bile bulamadılar, daha doğrusu onur-guru meselesi edip, laf işitmektense hapse girmeyi daha uygun buldular.

3-Nisan’da Urfa’ya gitmek, Şubat’ta Gemlik’e gitmek belediye başkanı ve meclis üyesinin işi olmamalı. “Her şey mübah” konusuna o yüzden atıfta bulundum. Kendi propagandanızı yaptıracaksınız diye aslında yerel yönetim gibi çok önemli bir görev üstlenen ve işlerini düzgün yaptıklarında Urfa’ya ve Gemlik’e gitmekten çok daha fazla siyasi katkısı olacak olan başkanı ve meclis üyesini artık bu dönem rahat bırakın. Bi deneyin, bir de böyle deneyin, biraz ezberlerden kurtulun. Belki böylesi daha iyi sonuç verir. Vermezse zaten bana göre artık seçime falan da gerek yok, bırakın düzen partileri belediyelerini yönetsinler.

Aslında buraya aktaramayacağım daha fazla detay var, işin muhatapları bunları biliyor. Bir tanesi yerel yöneticilere “ayar çekmek” gibi mesela. Ama fazla uzatmaya da gerek yok. Bilen biliyor tüm olumsuzlukları.

Ciddiye alırsınız almazsınız sizin bileceğiniz iş, ama acı söyleyen bir komşunuz olarak kendi naçizane çözümüm şöyledir;

Bugüne kadar gerçekleşen olumsuz örneklerden ve bundan sonra ortaya çıkacak benzerlerinden bu dönem vazgeçilmeli.

Bir kere belediye başkanı, encümenler ve belediye çalışanları tamamen belediye işine odaklanmalı.

Belediye işi yapanlar protestocu olmamalı. Militan, aktivist olmamalı. Burası hizmet alanı, hizmet üretmeli ve üreteceği hizmetle gelecek seçimlerde DEM Partiye prestij kazandırmalı, oylarının artmasını sağlamalı.

Legal siyaset doğru yapılmalı. Doğru yapıldığında etkisi büyük oluyor. Siyaset tarihinde örnekleri vardır. Siyaset içi boş gösterişli işlerden oluşmuyor, protesto da bir siyasettir evet ama o da doğru ele alınmadığında sonuç alıcı olmaz.

31 Mart yerel seçimlerinde Van’daki protestolar neden sonuç alıcı oldu, çünkü haklı temelde bir talep vardı ve bu talep doğru zeminde, doğru zamanda ve doğru bir yöntemle ele alınıp çözüldü. Her şeyden önce seçmenin kendisi kendi itirazını yaptı ve seçilmiş adayının arkasında durdu. Etkisi Türkiye genelinde his edildi. Dünya basını ilgilendi. v.s...

Demek ki çoğunluğun hemfikir olduğu haklı temeldeki hak taleplerinde sonuç almak çok da zor olmayabiliyor.

İşin özü, haklı iken haksız duruma düşecek aktivasyonlardan, yöntemlerden, konumlamalardan ve bilakis heyecan uyandıran maceralardan uzak durup, dönemi, zemini ve zamanı doğru analiz edip, işin gereğini yapmak gerekiyor. Yani demem o ki herkes işini yaparsa, daha doğru yapar! Eminim bu bir genel kanıdır ve DEM Partiden beklentiler bu yöndedir.

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar