Eratilla: Çocuklarımızı iyi tanımalıyız

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Eratilla: Çocuklarımızı iyi tanımalıyız
Abone ol
Vanmed yazarlarından araştırmacı yazar Misbah Eratilla, son çıkan kitabı hakkında Yeni Asya'ya konuştu. Eratilla, “Eğer sorunsuz, bunalımsız bir gençlik yetiştirmek istiyorsak çocuğumuzu bulunduğu yaşa göre iyi tanımalıyız” dedi.

Vanmed Haber Merkezi - Yeni Asya'dan Musa Aydın'a konuşan Eratilla, kendisine yöneltilen sorulara şu cevapları verdi:

*Daha önce Kırmızı Kurdele’nin Sırrı (2019), Kayıp Çocuklar (2020), Öğretmenin Selamı Var (2021), Böyle Buyurdu Babam (2022), Çamurlu Pantolon (2023) kitaplarınızı yayımlamıştınız. Şimdi de serinin 6. Kitabı Gönül Kumbarası isimli öykü kitabınız yayımlandı. Neler söylemek istersiniz?

oplam 7 kitabım yayınlandı. Her kitap farklı tat ve lezzette yaşanmış hikayelerle doludur. Kısa sürede okuyucunun eline ulaştı ve güzel dönüşler alıyorum.

*Kitabınızın ismi “Gönül Kumbarası”. Bu ismi koymanızın bir hikâyesi var mı?

Gönül Kumbarası’nın hikâyesi, yapılan bir iyiliğin çok uzun yıllar sonra unutulmadığı ve kat kat fazlasıyla karşılık bulduğu bir hikayedir. Çocuklarımıza iyilik yapmanın, iyi olmanın kesinlikle geri dönüşünün olacağını anlatmak gerekir. Yıllar sonra ya da öbür dünyada karşımıza çıkacaktır. Her insan gece başını yastığa koyduğunda bugün gönül kumbarasına ne iyilik attığını sorgulaması gerekir. Bu iyilikler toplumsal ve ibadet şeklinde olabilir. Ahirete gittiğimizde gönül kumbaramızdaki sermayemizi her an düşünmemiz gerekir. Bu kumbara hayatımıza bir düzen vererek tüm kötülüklere rağmen kumbaramızı iyilik ve hayırla doldurmamız gerekir. Eğer bunu küçük yaştan itibaren çocuklarımıza aşılayabilirsek huzurlu, mutlu bir geleceğe sahip oluruz.

*Yaklaşık 44 yıldan fazla bir süre eğitim camiası içindesiniz. Öğrencileri, öğretmenleri ve velileri yakından tanıyorsunuz. İlk beş kitapta eğitim odaklı hikâyeler vardı. Bu kitabınızda hangi hikâyelere öncelik verdiniz?

Önceki yıl yaklaşık 45 okula söyleşi ve imza günü etkinliğine davet edildim. Geçen yıl 20’den fazla okula davet edildim. Bu süre içinde kitaplarım öğrencilerin yanında öğretmenler ve velilerde tarafından da ilgiyle okunduğunu gördüm. Kitaplarda çocuğu anlamak üzerine yaşanmış hikâyeler yazdım. Çocuk kitabı okuduğunda hikâyelerde kendini buluyor. Veli ve öğretmenler çocuğuna nasıl davranması gerektiğini yaşanmış hikâyelerle öğreniyor.

*Sizi bu kitabı yazmaya sevk eden şey neydi? Okuyucularla neyi paylaşmak istediniz?

Eğer sorunsuz, bunalımsız bir gençlik yetiştirmek istiyorsak çocuğumuzu bulunduğu yaşa göre iyi tanımalıyız. Çocuk her yaşta farklı tepki vermektedir. Bir bilgisayarı kullanırken nasıl kullanma kılavuzunu dikkatle inceleyerek açıyorsak, çocuğumuzu tanımak ve yanlış tuşlarına basmamak için onu tanımanın yollarını bulmalıyız. Çocuğumuzun dünyasını kurtarmak istediğimiz gibi ahiretini de kurtarmanın yollunu bulmalıyız. Bu yolla giderken birinci önceliğimiz çocuğun sevgi deposunu sürekli dolu tutmamız olmalıdır.

*Kitabınızdaki her hikaye gerçek hayatta yaşanmış bir olaya dayanıyor. Bundan dolayı da okuyucuyu hayli etkiliyor. Sizi en çok etkileyen hikâyeler hangisi?

Bu soruyla en çok söyleşilerde karşılaşıyorum. En çok ilgi çeken hikayelerde yüreğe dokunan hikayeler öne çıkıyor.

*Okuyucular en çok hangi kitabınıza ilgi gösteriyor?

Genelde kitaplarımın birini okuyan çıkacak kitapları soruyor ve takip ediyor. Tüm kitaplara ilgi var. En çok da birinci kitabım olan “Kırmızı Kurdelenin Sırrı”. 

*20. yüzyıl dünya çapındaki savaşlar nedeniyle göç hareketlerine neden oldu. Savaşlar, dolayısıyla göç hareketleri günümüzde de devam ediyor. Kitabınızdaki “Hıristiyan Komşumuz” hikâyesine bu gözle bakıldığında çok hüzünlü. Bu hikâyede Kurtuluş Savaşı yıllarında ülkelerine göç edememiş bir ailenin durumunu anlatıyorsunuz. Şimdilerde benzer gerekçelerle Suriyeliler, Afganlar, Iraklılar hatta Türkler bile doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyorlar. Terk etmeyenler de türlü zorluklara katlanmak zorunda kalıyorlar. Ne dersiniz?

Komşuluk hakkına dinimiz kadar değer veren başka hiçbir inanç sistemi yoktur. Bir insana önce insan olduğu için şefkat ve merhamet göstermek lazım. Çocukluğumda Hıristiyan bir komşumuzla insani güzel hatıralarım olmuştu. Dinimizin olmazsa olmazı yardımlaşmadır. İslamiyet insanlığa karşılıksız yardımlaşmayı hediye ederek huzurlu komşuluğu sağlamıştır.

*Hikâyelerinizde Bediüzzaman etkisi çok fazla hissediliyor. Bediüzzaman ve Risale-i Nur sizde nerede duruyor?

Çocukluğumdan beri Risale-i Nur’la tanışmışlığım var. Olaylara bakış açımda, yazılarımda Risalelerin bakış açısı var. Risale-i Nur’un şefkat, merhamet ve muhabbet düsturları yazı ve hikâyelerimde kendini gösteriyor. “Âlim-i mürşit koyun gibi olmalı.” sözünü esas alarak yazılarımı süt gibi faydalı, zararsız yazıyorum. Aynı zamanda yazdıklarımı sevgiyi temel alarak gönüllere hitap ediyorum. Sevgiyle anlatılan her şey akan su gibi yolunu bulur.

*Değişik yerlerde yayımlanmasına rağmen kitaplarınıza girmemiş hikâyeler var. Şimdilerde tezgâhta neler var?

Elimde hayli hikâye var. Yakın zamanda farklı bir kitap hazırlığım var. Risale-i Nur bakış açısıyla 45 yıla yakın eğitimcilik tecrübemle ve biraz da edebiyat tadıyla kitapları yayınlamaya devam edeceğim.

*Bediüzzaman ve talebeleri hakkında hikâyeler yayımlıyorsunuz. Bunların bir kısmını “Bediüzzaman’ın Şark Yıldızları” ismiyle kitaplaştırdınız. Bu konuyla ilgili başka çalışmalarınız var mı?

Bediüzzaman’la ilgili kitabım “Bediüzzaman’ın Şark Yıldızları” 2023 yılında Hiçbişey Yayınlarından çıktı. Bu seride çok sayıda kitap çıkarmayı düşünüyorum. Bediüzzaman’ı anlamanın bir yolu olarak yaşanmış hatıraları hikaye tadında anlatmak istedim. Bu yazı şeklim okuyucu tarafından ilgi gördü.

Kaynak: Yeni Asya


ENAG'ın 2023 enflasyon tespiti: Yüzde 127,21Önceki Haber

ENAG'ın 2023 enflasyon tespiti: Yüzde 12...

Van'da, Doğu Anadolu Kariyer Fuarı açıldıSonraki Haber

Van'da, Doğu Anadolu Kariyer Fuarı açıld...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar