Ali Acar yazdı: Bin yıllık beraberlik ya da hiç bitmeyen ‘ayrılık’

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Ali Acar yazdı: Bin yıllık beraberlik ya da hiç bitmeyen ‘ayrılık’
Abone ol
"(...)Mevsimler değişti, güneş sistemi zorlanıyor, üzerinde yaşadığımız Dünya denen gezegeninin sonu gelmek üzere biz halen bir anadili onu konuşanlara seçtirmeye çalışıyoruz.Ben de acaba Kürt olmayan biri de çıkıp Kürtçeyi öğrenme ve konuşma zahmetine girer mi diye bir merak içindeyim gereksiz yere…"

Türkiye’de Kürtler her söz konusu olduğunda ülkeyi o sırada kim idare ediyorsa söylediği söz şudur:

“Bin yıldır beraberiz, et tırnak gibiyiz, kardeşiz”

Bugünlerde Türkiye’de Kürtçe seçmeli ders tercihi gibi bir tartışma yürütülüyor; herkes kendince bir yorum getiriyor, işin kapsamını kendince değerlendiriyor, önemseyen var, temkinli yaklaşan var, bana göre en doğru değerlendirmeyi İsmail Beşikçi yaptı, Kürtçe’nin “seçmeli” kategorisinde bir dil olarak değerlendirilmesinden rahatsızlığını dile getirdi.

Evet, milyonların konuştuğu bir anadil o milyonların yaşadığı topraklarda nasıl olur da okullarda “seçmeli” ders olur hakikaten de trajik bir durum.

Ne ise, benim değineceğim konu bu değil, nereden hangi aşamaya geldiğimizi herkes çok iyi biliyor, benim asıl değinmek istediğim konu tam da yeri gelmişken soralım, Türkler neden Kürtçeyi öğrenmezler?

Kürtlerin neredeyse tamamı öyle ya da böyle Türkçe konuşur, konuşmamak için bugüne kadar geri duranı, ayıp sayanı, tiksineni, nefret edenini hiç görmedim, herkes hafızasını yoklasın öyle biri yoktur zaten, Kürtler birlikte yaşadıkları hakların Türklerin de Arapların da Farsların da dillerini konuşurlar, öğrenirler…

Ve bunu çok normal, doğal sayarlar, ama Kürtlerin dili söz konusu olduğunda özellikle Türkiye’de etraf buz keser bir anda, “Kürt”, “Kürtçe” dediniz mi mevsim değişir o an temmuz ayında iseniz bir anda etraf kışa döner.

“E hani bin yıldır beraberiz, kardeşiz, et tırnağız” diye sorulduğunda da fırtına biraz daha çoğalır.

Hakikaten çok garip değil mi sizce de, bin yıl birlikte yaşayan “kardeşlerden” biri diğerinin dilinden neden nefret eder?

Gerçi siz biliyorsunuz neden nefret ettiğini de işte benimki de öyle ortaya bir soru olsun diye.

Şimdi gelelim sadede;

Genel gidişata baktığımız zaman “Bin yıllık beraberlik” sözü tamamen hikâyeden bir söz, hele “kardeş” olma durumu tamamen realiteden soyut bir kavram. 

Aslında olan şu mu?

Bin yıldır “beraberlik” değil ama bir ayrılık durumu var, bin yıldır “kardeşlerden” birinin diğerini “öteki” görme ruh hali var.

Bin yıldır, “et tırnak” değil ama birinin diğerini “çıban” olarak görme durumu var.

Öyle ya…

Bin yıldır beraber olanlar birbirlerine tahammül ederler, bin yıl beraber kalanlar kardeş değillerse bile kardeş olurlar, demek ki hakikaten birlikte de olunmamış ki biri diğerinin dilini yasaklayabiliyor, nefret edebiliyor, konuşanı “ikinci kanaldan konuşma birinci kanala geç” diye tersleyebiliyor.

Ben çok karşılaştım bu “birinci kanal” meselesiyle, konuştuğunuzda karşınızdakinde hemen bir huylanma başlar, dersiniz ki vücudunu o an bit pire sardı, öyle kıvranmaya başlar sonra da içindekini kusar “ikinci kanaldan çık birinci kanala geç” diyerek.

Kürtçe ikinci kanal oluyormuş, Türkçe de birinci kanal…

İngilizce Fransızca konuşanları ise anlamasalar da can kulağıyla dinlerler bu kimseler, bin yıldır birlikte olmasalar da…

Buyurun size bin yıllık beraberlik, bin yıllık “kardeşlik” ve üstelik “et ve tırnaklık”…

Mevsimler değişti, güneş sistemi zorlanıyor, üzerinde yaşadığımız Dünya denen gezegeninin sonu gelmek üzere biz halen bir anadili onu konuşanlara seçtirmeye çalışıyoruz.

Ben de acaba Kürt olmayan biri de çıkıp Kürtçeyi öğrenme ve konuşma zahmetine girer mi diye bir merak içindeyim gereksiz yere…

Oysa bin yıl daha geçse herkes kendi dilini konuşur, sözle “kardeşlik” olmaz.

Ha bu arada “beraber” olmak da her şey değildir, bin yıl ya da bir yıl, ya da bir gün…

Gerçekten “beraber” olmadıktan sonra…

“Et tırnak” konusunu ise kusura bakmayın, insanı da fazla güldürmeyin…

Bin yıldır “ayrı” duranlar nasıl et tırnak olsunlar?


Van Valiliği vakalar için uyardı: Hastane yatış oranı artıyorÖnceki Haber

Van Valiliği vakalar için uyardı: Hastan...

Zekeriya Ekinci yazdı: Şeyleşen birey ve toplumSonraki Haber

Zekeriya Ekinci yazdı: Şeyleşen birey ve...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar