Tandır Ekmeği

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Tandır Ekmeği
Abone ol
Misbah ERATİLLA , tandır ekmeğinin bereketini, hayatımızdaki yerini ve bir serüveni yazdı.

Tandır ekmeğini Mersin Öğretmen Lisesi’ne yatılı gittiğim yıl, ilk defa çok özlemiştim. Evden ilk defa ayrılmış ve her şey bana yabancı geliyordu. O günlerde en çok, bayat beyaz somut ekmek, beni rahatsız etmişti. Sulu yemeklere ekmeğimi batırıp eskisi gibi tat almayınca ağzımın tadı kaçıyordu. Okul yemekhanesinde günde üç öğün yemek çıkıyordu ama bayat somun ekmekle yediğim yemeklerden, bir türlü lezzet alamıyordum.

Bir öğle vakti, yemekhanede yemeğime iştahsız iştahsız bakarken, hayalen evimizin bahçesinde bulunan tandır gözümün önüne geldi. Tandır ekmeğinin mis kokusu, esmer görüntüsü ve taşıdığı lezzet, adeta tüm bedenimi sardı. Yemeğin suyuna bir lokmalık beyaz somun ekmeği batırdıktan sonra ağzıma götürdüm. Beynimde ve aklımda yüksek bir lezzet çıtası bulunan tandır ekmeğinin dayanılmaz kokusu, iştahımı bir bıçak gibi kesti. Çocukluğum da yemek olarak sadece tandır ekmeğiyle doyduğum günlerin hayali gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Tandır ekmeğinin üzerine sürdüğüm salça ve kimi zamanda yoğurdu hatırladım birden. Hâlbuki hatırladığım kadarıyla evimizde fazla yemek pişmezdi ama kuru tandır ekmeği hem yemeğimiz hem de katığımızdı. İştahım ise her zaman olduğu gibi yerindeydi.

Annem “Bu gece misafir var” dediğinde ocakta çeşit çeşit yemekler pişerdi. Diğer günlerimde tandır ekmeğini ana yemek yapar; yanında ne bulursak onu yerdik. Öğretmen okulunda o yıl yemek masasından hep aç kalkardım. Yemeklere ve özellikle fırın ekmeğine bir türlü ısınamadım. On beş günlük ara tatil gelince Mersin’den Batman’a otobüsle yola çıktık. Yolculuk esnasında arkadaşlarımın çoğu “Annemizin yemeğini çok özledik” diyorlardı ve aralarında yemek isimlerini konuşuyorlardı. Arkadaşlarıma “Tandır ekmeği olsun; başka hiçbir şey istemem!” dediğimde arkadaşlar, “Doğru söylüyorsun, tandır ekmeği varsa her şey vardır” dediler ve herkes bunu tasdik etmek anlamında başını salladı. Otobüs, gökyüzünün kara bulutlarla kaplı olduğu sabah vaktinde otogara giriş yaptı. Daha sonra eve doğru yürüdüm. Evin kapısını çaldığımda küçük kardeşim kapıyı açtı. “Ağabeyim geldi!” diye bağırınca annem ve kardeşlerim beni kapı önünde bir tören mangası gibi karşıladılar. Sabahın erken saatleri olduğundan evde kimse kahvaltı yapmamıştı. Annem kahvaltı sofrasını hazırladığında gözüm tandır ekmeğini arıyordu. Hemen sofraya oturdum. Çay gelinceye kadar otlu peynirle tandır ekmeğinin birlikteliğinden çıkan ölümsüz besteyi andıran lezzeti büyük bir hazla yedim. Yediğim ekmek dün yapılmış gibi görünüyordu. Kahvaltıdan sonrada bir parça ekmeği kopararak geçmiş günlerin acısını çıkarırcasına, mideme yolladım. Annem, “Akşam kelle paça pişireceğim. Birazdan da tandırı yakacağım. Kelle paça ile sıcak ekmek iyi gider” diye söylendi. On beş gün boyunca hasret kaldığım tandır ekmeğini sevdiğim yemeklerle keyifle yedim. Uykumun kaçtığı bazı geceler mutfağa gider tandır ekmeğine salça sürerek yediğimde kendi kendime “Seni dünyanın en güzel yemeğiyle değiştirmem” derdim. Bazı sabahlar da ayranın içine tandır ekmeği ufalayarak farklı bir keyif sürerdim. Mersin’e geri döneceğim gün, annem uzun zaman tazeliğini koruyan çörek türünde tandır ekmek yaptı. “Okulda beğenmediğin yemekler olursa bu ekmekten yersin!” dedi. Okula döndüğümde bu ekmek bana uzunca bir süre yetmişti.

Aradan yıllar geçti. Annem vefat etti. Evimizde tandır ekmeği yapacak kimse kalmamıştı. Beyaz somun ekmeği sıcak iken ancak yiyebiliyordum. Onun dışında yiyemiyordum. Bir gün mahalle arasında yürürken bir evden ellerinde tandır ekmeğiyle çıkan birilerini görünce hemen bahçeden içeri girdim. Bahçede üç tandır ve her tandırın başında bir kadın, ekmeği nar gibi kızarmış tandıra yapıştırıyordu. “Ekmek satıyor musunuz?” dediğimde “Satıyoruz.” cevabını alınca bir hazine bulmuş gibi sevindim. O gün eve çok sayıda tandır ekmeği alıp, götürmüştüm. Bir gün tandır ekmeğini almaya gittiğimde tandır sahibinden hem tandır ve hem de tandır ekmeği hakkında bazı bilgileri öğrenmek istedim. O kişi de memnuniyetle tandır hakkında şu bilgileri verdi: “Tandır yapmak ve kurmak büyük bir emek ister. Ekmek pişirmek de çok zor ve külfetli bir iştir. Tandır, toprak, saman ve keçi kılının suyla yoğrulmasından oluşan harcın kalıba dökülmesiyle yapılır ve uzun zaman kuruması beklenir. Ekmeğin tandırda pişirilmesi de ayrı bir sanat gerektirir” şeklinde uzayıp giden bir bilgi yumağıydı bu. 2007 yılında Hasankeyf’te yapılan bir kazı çalışmasında üç bin yıl öncesine ait bir tandıra rastlanmıştı. Bu durum, tandır ekmeğinin çok eski bir geleneğin ürünü olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.

Geçenlerde apartmanımızın bahçesinde bir tandır kuruldu. Dumanı her ne kadar çevreyi rahatsız etse de binadaki kadınları bir araya getirip sohbet etme imkânı sağlamıştı. Tandırda ekmek pişiren her kadın, komşularına ekmek göndermek gibi yerleşik âdeti hala sürdürüyorlar. Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum; annem tandırdan eve gelinceye kadar leğenin içindeki ekmeklerin yarısına yakınını, komşularına dağıtırdı. Tandır ekmeğinin geleneğinden midir nedir bilinmez ama o tandırın başında kim geçerse pişirdiği ekmeği çevresine dağıtır, ikram ederdi. Yakınında tandır bulunan herkes bunu görmüştür. Ekmeği ikram edenin yüreğinde ekmeğin sayısı artmış gibi bir memnuniyet duyar. Sanki ekmek dağıttıkça bereketlenir diye bir iç huzur hissedilir.

Dedemin: “Buğdayın varsa bu kışı rahat atlatırsın. Ekmeğin varsa her şeyin var demektir” şöyle dediğini hatırlıyorum. Geçenlerde Antalya’dan gelen biri, Batman’daki bir akrabasını arayarak “Bana bir tandır gönder. Tandır olmadan ekmeğin tadı olmuyor!” diye haber göndermiş. Demek ki aradan ne kadar zaman geçse de bazı değerlerin kıymeti azalmaz. Değer bilen insanlarda, o değeri her daim başlarının üzerinde taşımaktan da geri durmazlar. Tandır ekmeği de böyle bir değerdi benim hayatımda.

Anahtar Kelimeler:
Haberimiz ses getirdi, Van'daki doktor sorunu TBMM'ye taşındıÖnceki Haber

Haberimiz ses getirdi, Van'daki doktor s...

Türkiye'de 65 kişi koronavirüsten hayatını kaybettiSonraki Haber

Türkiye'de 65 kişi koronavirüsten hayatı...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar