Mülkiye Tekin

Mülkiye Tekin

Mail: m.tekin@vanmed.net

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Adından da Anlaşıldığı gibi Dünya Emekçi Kadınlar Günü..
Acaba günümüzde veya son yıllarda gittikçe bir tür sevgililer günü tadında kutlanmaya başlandı ve gerçek politik duruşundan uzaklaştı. Şunu dersek daha doğru uzaklaştırıldı..

Aslında kadınların Sanayi Devrimi sonrası ücretli emek içinde yer almalarıyla başlayan feminist hareketin en önemli dönüm noktalarındandır 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Sanayi Devrimi hep erkeği erkeğin fiziksel üstünlüğünü gösteren maskülenliği çağrıştırmıştır.

 Zaten kadınlar ücretli emek içinde yer aldıkları andan itibaren “eşit işe eşit ücret” alamamışlardır ve feminist hareketin çıkış noktası da bu olmuştur. Hala kadınlar eşit işe eşit ücret alamamaktalar aradan geçen üç yüzyıla rağmen. 8 Mart 1857 de 40000 dokuma işçisi kadın çalışma saatlerinin kısaltılması, insanca yaşam koşulları, daha iyi ücret için grev ve direnişe giriyorlar. Polisin işçilere saldırması, işçilerin kendilerini fabrikaya kilitlemesi ve ardından çıkan yangında 129 işçi yaşamını yitiriyor. 1910 yılında Clara Zetkin Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferans’ında 8 Mart’ın Uluslarası Kadınlar Günü olması için önerge veriyor ve önergesi kabul ediliyor. 

Clara Zetkin öneriyi getirirken aynı zamanda kadınların siyasal haklarını ve sendikal haklarını da gündeme getiriyor.   1921’de Moskova’da gerçekleştirilen Üçüncü Uluslararası Kadınlar Konferansı 8 Mart’ı Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan ediyor. Türkiye’de 8 Mart ilk kez 1921’de Komünist Fırkası tarafından kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977’de 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etmiştir ancak 1910 lu yılların işçi kadın mücadelesinden ve bu uğurda ölen işçilerden bahsetmemiştir. Bu tarihten itibaren 8 Mart sadece sosyalist ülkelerde değil, birçok ülkede feminist kadınların daha doğrusu kadın hareketinin içinde olan kadınların bu günü kendi gündemlerine uygun kutlamalarına neden oldu. 

Son yıllarda ise gittikçe sevgililer günü ile anneler günü arasında kutlanan tarihçesinden tamamen koparılmış boş bir güne dönüşme yolunda olduğu izlenimi veriyor sanki. 

8 Mart’ın işçi kadınların mücadelesi ve kaybedilen hayatlar akla gelmeden “kadın günü” olarak kutlanması bu günü politik ekseninden kaydırıyor. 

8 Mart’ı tarihçesinden kopararak kutlamak, kadını tarihsiz bırakmak anlamına da geliyor ki ben bunu son derece tehlikeli bulduğumu vurgulamak isterim. 
Kadını tarihsiz bırakmak başlı başına onu çocuk bırakmak anlamına geliyor.
 
Bizden önce yaşayan, mücadele eden kadını unutmak kadını belleksiz daha doğrusu deneyimsiz bırakıyor. 

8 Mart bu anlamda tarihsel ve politik köklerinden kopartılmadan kutlanması gereken bir gündür.

8 Martı sınıfsal ve Devrimci mücadelesinden koparmak, bir, kadının mücadelesine, iki, 8 martın ruhuna ihanettir...

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar