Mülkiye Tekin

Mülkiye Tekin

Mail: m.tekin@vanmed.net

ÜLKEMİZDE YAŞLILARIMIZIN SORUN VE SIKINTILARI 

Doğal bir yaşam sürecinin son evresi olarak kabul edilen yaşlılık, hem bireysel hem de toplumsal olgudur. Her birey yaşlılık dönemini biyolojik,psikolojik, ekonomik ve sosyal değişimler  geçirerek devam ettirir.
 

Gelirin azalması,statü kaybı,fiziksel ve bilişsel aktivitelerde gerileme , yalnızlaşma gibi bir çok faktör yaşlı bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. İnsan nüfusunun dünya genelinde yaşlanması ile birlikte ,yaşlılıkla ilgili sosyal politikalar önem kazanmış bu durum sosyal hizmetlerde dönüşüme neden olmuştur . Yaşlı nüfus arttıkça bir ülkenin sosyal güvenlik sisteminde, işgücü piyasasında,eğitim alanında ve de demografik yapısında  değişimde kaçınılmazdır.
   

Teknolojinin hızlı değişimi, üretim ve tüketim süreçlerinin  kısalığı ,toplumların ve bireylerin yaşlılara  bakış açısını da değişime uğratmıştır.
 

Biyolojik olarak kaçınılmaz olan yaşlılık sürecinin sağlık , sosyal ve kültürel ve ekonomik boyutları  vardır.
 

Bazı geleneksel toplumlarda, yaşlılar saygı gören, tecrübelerine itibar edilen, ailenin birleştirici otoritesi konumunda olan kişilerdir . Özellikle tarımla ilgilenen toplumlarda   yaşlılar birer otorite olarak kabul edilirler.Değerleri ve bilgi aktarımı yaptıklarından dolayı önemlidirler. Tarih boyunca bir çok toplum yaşlılarını hep değerli görmüş,saygılarını da eksik etmemişlerdir.
  Yaşlılıkla birlikte başkalarının yardımına ihtiyaç duyulması ,özellikle kapitalist sistemde yaşlılara olumlu bakışı giderek değiştirmiştir.Bazı ailelerin yaşlılara bakma sorumluluğunu da azaltmıştır.Yaşlı sayısı artan toplumlarda yaşlı bakımı artık ailelerin sorunu olmaktan çıkıp bir toplumsal sorun haline gelmiştir.
   

Emeklilik,eşin kaybedilmesi,çocukların evlenip evden ayrılmaları,sağlık sorunları, yalnızlık gibi durumlar yaşlanma sürecinde gerçekleşmektedir.
 Yaşlıların da normal bir insan gibi uygun bir çevrede yaşama,beslenme,barınma,sağlık hizmetlerinden yararlanma,yaşantısını olumlu bir şekilde sürdürebilecek gelire sahip olma, kültürel ve eğitsel etkinliklere katılma,aile,yakın çevre,toplum ile kuşaklararası yardımlaşmayla desteklenme,ihtiyaç durumunda  profesyonel personellerden bakım alma,kişisel saygınlığını geliştirecek hizmetlerden yararlanma hakkı vardır.
 

Yaşlılıkları nedeniyle yeterli düzeyde desteklenmeyip, sürekli negatif ayrımcılığa tabi tutulan,bilgi ve birikimi dikkate alınmayan  tutumların toplumda artması   üzücüdür.
 Dünya genelinde nüfusun yaşlanması,yaşlıları ve dolayısıyla emeklileri iktidarların hedef tahtası haline getirmektedir.Onlara göre yaşlı nüfus toplam iş gücü arzını,verimliliğini, istihdam yapısını,ücret gelirlerini, tasarrufları,üretimi, tüketimi ve en önemlisi ekonomiyi etkilemektedir .Ayrıca sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarında emeklilere ayrılan bütçede ,yöneticilere göre bir risktir.

Ülkemizde de yaşlı bağımlılık oranı ( çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısı)giderek artmaktadır. Bu oran %14.4 tür. Yaşlının aile ve toplum tarafından desteklenmesi,ihtiyacı olanlara uygun bakım hizmetleri ile sağlık giderlerinin devlet tarafından sağlanması  şarttır.
   

Türkiye de yaşlıların,emeklilerin yaşamları giderek zorlaşmaktadır. Yaşamın bu döneminde ekonomik ve sağlık sorunlarıyla mücadele eden milyonlarca yaşlı bazen aile içinde psikolojik baskıya ve şıddete uğramaktadır .Genellikle yaşlılıkta ortaya çıkan Alzheimer ve Demas hastalıklarına yakalanan  yaşlılar  kaderine terk  edilmiş durumdadırlar . Bunlar için devlet tarafından bakım evleri açılmalıdır .Yerel yönetimler diğer yöneticilerle birlikte yaşlıların yaşam kalitelerini artırmak için gerekli yatırımları yaşama geçirmelidirler.Yaşlılar için lokaller,kültür evleri, kulüpler açılmalı .
 

Yaşlının evli çocuğu ile birlikte yaşaması durumunda geliniyle ya da damadıyla bazı çatışmaların yaşanması da olasıdır.Bu durumlarda  bazı yaşlılar kendi isteği ve zorunluluk gereği huzurevlerinde kalmaktadırlar. Tabi maddi durumu uygunsa . Ya da devlete ait kurumlarda uygun yer varsa. Bu kurumlar da da sorunlar farklı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Geleneksel toplum yapımıza uygun olmazsa da huzurevleri veya yaşlı bakım merkezlerine   bir çok kişi  artık yaşlılarını bırakmakta.Hatta resmi istatistiklete göre her yıl beş yüz civarında  yaşlı aileleri tarafından sokağa terk edilmektedir. Eşlerin çalışması,evin kalabalık oluşu , bakımının yeterince yapilamamasi, uyumsuzluk yaşlıların  evden uzaklaştırılmasında gerekçe olmaktadır.
   

Yaşlı bireylerle ilgili olarak yazılı ve görsel basın sosyal ve toplumsal duyarlılık oluşturmalı, kentlerde yaşlıların karşılaştıkları sorunlarla mücadele için yardımcı olabilecek iletişim hatları yaygınlaştırılmali, huzurevlerinde  çalışan elemanların nitelikli olması sağlanmalı, sağlık problemlerini önleme adına periyodik muayene ve kontrol hizmetleri yaygınlaştırılmalı,evde bakım hizmetlerinin yanında psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri artırılmalıdır.

Sonuç olarak her birey sağlıklı ve huzurlu bir yaşlılık geçirmek arzusundadir.Bunun için gerekenlerin yönetenler tarafından  yapılmasında bir zorunluluktur

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar