Osman Turğut

Osman Turğut

Mail: o.turgut@vanmed.net

Sigara önemli bir halk sağlığı sorunudur

Sigara dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olup yüksek oranda nikotin içeriği ile bağımlılık yapma potansiyele sahiptir. Sigara. Nargile, pipo içme veya dumanını solunum yoluyla vücuda alınması zamanla kişide kuvvetli ruhsal ve zayıf fiziksel bağımlılık oluşmasına sebep olmaktadır.

Türkiye’de tütün kullanımı oldukça yaygındır. Ortalama olarak 5 erkekten ikisi ve 5 kadından bir tanesi sigara içmektedir. Türkiye ‘de uzun yıllar devlet kontrolünde olan tütün ve sigara üretimi, sigara satış ve pazarlaması 1980 ‘li yılların ortalarından itibaren çok uluslu tütün kontrolü girmeye başlanmıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye ‘de sigara reklamları yapılmaya başlanmış ve sigara kullanımında 1983-2000 yılları arasında yüzde 80 oranında artış gözlenmiştir. Uzun süreli tütün kullanımı tütün bağımlılığı konusunun önemli bir sorun olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tütün bağımlılığına yönelik çalışmalar doğası gereği, bireysel ve toplumsal yaklaşımların bir arada bulunmasını gerektirmektedir. Bu alandaki önleme ve müdahale çalışmaları kapsamında başta mevzuata ilişkin olmak üzere çeşitli düzenleme ve programlar geliştirilmiştir.

1990’lı yılların sonuna doğru toplumdaki tütün kullanım oranının %80’lere çıkması üzerine tütün kontrolü amaçlanmış ve uzunca süren çabalar sonucunda Kasım 1996’da 4207 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun Türkiye’deki tütün kontrolü çalışmaları bakımından dönüm noktasıdır. Kanun toplu taşıma araçlarında ve kapalı yerlerin önemli bir kısmında sigara kullanımı ile 18 yaşından küçük çocuklara sigara satılmasını ve tütün ürünlerinin her türlü reklam ve tanıtımını yasaklamakta, sigara paketleri üzerine uyarı yazısı yazılmasını ve televizyonlarda sigaranın zararları konusunda eğitici yayın yapılmasını öngörmektedir. Yasanın uygulanması ve yaptırımı bakımından bazı güçlükler yaşanmakla birlikte bu yasanın yürürlüğe girmesini takiben şehirlerarası otobüsler ile iç ve dış hat uçak yolculukları “sigarasız” hale gelmiş, sigara ve tütün ürünlerinin reklamı ortadan kalkmıştır. Tütünle mücadelede ilk uluslararası anlaşma olan “Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS)” 21 Mayıs 2003 tarihinde Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 56. Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilmiştir. Sözleşme ülkemiz tarafından 28 Nisan 2004 tarihinde imzalamış ve 25 Aralık 2004 tarih ve 25681 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Türkiye, sözleşmeyi imzalayan 43. ülkedir. Günümüz itibariyle TKÇS’ye taraf olan ülke sayısı ise 181’dir. TKÇS’nin imzalanması sonrasında Türkiye’de tütün kontrolüne yönelik çalışmalar hızlanmıştır. 7 Ekim 2006 tarihinde İlgili Bakanlıklar, Üniversiteler ve Sivil Toplum Örgütleri işbirliği ile “Ulusal Tütün Kontrol Programı” hazırlanmış ve Başbakanlık Genelgesi olarak yayımlanmıştır. Ulusal Tütün Kontrol Programının uygulanması için Aralık 2007’de Türkiye’nin 81 ilinde “İl Tütün Kontrol Kurulları” oluşturulmuş ve bu kurullar tütünle mücadele etkinliklerinin yerel düzeyde yürütülmesi için görevlendirilmiştir. 5727 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 3 Ocak 2008 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir.

Söz konusu Kanunun, kamuya açık kapalı alanlar ile ilgili hükümleri 19 Mayıs 2008 tarihinde, özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde tütün ürünlerinin tüketilmemesi ile ilgili hükmü ise 19 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bu kapsamda, ikamete mahsus konutlar hariç tüm kapalı alanlarda sigara içme yasağı getirilmiştir. Söz konusu yasal düzenlemenin temel amacı kişilerin sigara dumanına pasif maruziyetini azaltılması, pasif maruziyeti sonucu zarar gören başta çocuk ve gençler olmak üzere sigara kullanmadığı halde sigara dumanına pasif maruziyet sonucu zarar gören tüm vatandaşların korunmasıdır. Bu yasanın esnafı ekonomik olarak zor durumda bırakacağı, binlerce işyerinin kapanacağı, yüz binlerce kişinin işsiz kalacağı, sigara içilebilen ve içilmeyen alanlar oluşturulması durumunda bunun önlenebileceği iddia edilmiş ve yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.

19 Temmuz 2009’da yürürlüğü giren 5727 sayılı yasa ile Türkiye, DSÖ verilerine göre tütün kontrolüne yönelik en geniş kapsamlı yasayı yapmış ve Bermuda, Yeni Zelanda, Uruguay, İngiltere ve İrlanda’dan sonra Dünya’da 6. Avrupa’daki 3. ülke konumuna gelmiştir. Bu süreçte sırasıyla; 1 Mayıs 2010 tarihi itibariyle sigara paketleri üzerinde resimli sağlık uyarıları kullanılmaya başlanmış, 27 Ekim 2010 tarihinde ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı faaliyete geçmiş, 7 Ocak 2011 tarihinde “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” eski adıyla Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, yeni adıyla Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı tarafından yayınlanarak 7 Temmuz 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. 12 Temmuz 2012 tarihinde çıkarılan 6354 sayılı Kanunla, marka esnetme ve paylaşımı yasaklanarak tütün paketleri ve nargile şişeleri üzerine iki yüzünden her birine bu yüzlerin alanlarının %65’inden az olmamak üzere özel çerçeve içinde tütün ürünlerinin zararlarını belirten resimli Türkçe uyarı veya mesajların konulması, tütün ürünü ihtiva eden ve etmeyen nargile ile benzerlerinin 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacağı ve onların tüketimine sunulamayacağı belirtilerek denetim yapan yetkililer tarafından işletme sorumlularına yazılı uyarı yapılmadan ceza verme yetkisi getirilmiştir.

Türkiye, 2008 yılından beri yürüttüğü tütün kontrolüne yönelik mücadelede Temmuz 2012’de yaptığı bu yasal düzenlemeyle DSÖ’nün tütün kontrol çalışmalarına rehberlik etmesi için tüm üye ülkelere önerdiği M-POWER politika paketindeki ölçütlerin tamamını yerine getiren ilk ve tek ülke olmuştur. Tütün kontrolüne yönelik çalışmalar kapsamında, en etkili uygulamalardan biri olan ve TKÇS hükümleri arasında da yer alan vergi artışına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu çerçevede, Dünya Sağlık Örgütünün sigarada uygulanmasını önerdiği vergi oranı en az %75 iken, ülkemizde bu oran 2018 yılı itibariyle %85,3 olmuştur. ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı 27 Ekim 2010 tarihinde hizmete açılmış ve Türkiye geneline hizmet vermeye başlamıştır. Sigara Bırakma Polikliniklerinde görev yapan hekimler tarafından ilaç tedavisi için uygun görülen kişilere, sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçlar 2015 yılından itibaren ücretsiz olarak verilmektedir.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar