Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Seyrani’nin hazine macerası

Mehmet Gezgiç, Isparta’nın Gülcü Mahallesinde ikamet eder ve terzilik ile geçimini sağlamaktadır.

Daha sonra Isparta merkez Seyrani Camiinde yaklaşık iki yıl imamlık yapar. Mehmet Gezgiç, “Seyrani” lakabını imamlık yaptığı caminin isminden almıştır. Terzilik yaptığı için Bediüzzaman hazretleri ona “Hayyat” lakabıyla hitap etmiştir. Aynı zamanda âlim ve fazıl bir nur talebesi olarak Risale-i Nurları yazarak nur hizmetinde de bulunmuştur. 

Seyrani meraklı biri olduğundan vaktinin çoğunu Rumlardan kalma altın hazinelerini aramakla geçirir. Altınların yerini bulmak için cinlerle irtibata geçtiğini söyler. Bediüzzaman Hazretlerini ziyarete gittiği çoğu zaman cinlerle ilgili sorular sorar. Bediüzzaman Hazretleri onun bu soruları neden sorduğunu bildiğinden bu konuyla ilgilenmemesini söyler. Mehmet Gezgiç’in her defasında konuyu yeniden açmasına rağmen Bediüzzaman Hazretleri ona bu konuda cevap vermez. Bediüzzaman’dan bu hususta yardım alamayan Seyrani, araştırması sonucunda cinlerden yardım aldığını söyleyerek altın bulmak için kazı çalışmalarına başlar.

Bediüzzaman Hazretleri Kur’an-ı Kerim’in tevafuk mucizesine dair yaptığı bir çalışmayı Isparta’daki nur talebelerine istişare yapmak için gönderir. Seyrani, kendi imzasıyla Bediüzzaman Hazretlerine Kur’an-ı Kerim’in tevafuk mucizesine dair cevabî bir mektup yazar. Mektubunda, zihninde hazine ve altınlar olduğundan, bu çalışmaya iştirak etmediği gibi Bediüzzaman Hazretlerini de yaptığı çalışmadan da vazgeçirmek ister. Seyrani’nin bu cevabî mektubu Bediüzzaman Hazretlerini ciddi bir şekilde üzer. Bediüzzaman, Seyrani’nin mektubundan sonra başka bir mektupta, “Seyranî’dir. Bu zat, Hüsrev gibi Nura müştak ve dirayetli bir talebemdi. Esrar-ı Kur’aniyenin bir anahtarı ve ilm-i cifrin mühim bir miftahı olan tevâfukâta dair Isparta’daki talebelerin fikirlerini istimzaç ettim. Ondan başkaları, kemal-i şevk ile iştirak ettiler. O zat başka bir fikirde ve başka bir merakta bulunduğu için, iştirak etmemekle beraber, beni de katî bildiğim hakikatten vazgeçirmek istedi. Cidden bana dokunmuş bir mektup yazdı. ‘Eyvah, bu talebemi kaybettim!’ dedim. Çendan fikrini tenvir etmek istedim. Başka bir mânâ daha karıştı. Bir şefkat tokadını yedi. Bir seneye karib bir halvethânede (yani hapiste) bekledi.” diye yazar. (Onuncu Lem’a,).

Seyrani, Bediüzzaman Hazretlerini dinlemeyip hatta onu katî bildiği tevafuk meselesinden vazgeçirmeye çalıştı. Defineci Seyranî, yaptığı işten dolayı şefkat tokadı yedi ve yakalanıp bir sene de hapis yattı. Mehmet Gezgiç, Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde ismi Terzi Mehmet olarak da geçer. Ayrıca Seyranî’nin “Onuncu Lem’a” olan “Şefkat Tokatları” risalesinde ismi ve bahsi geçer. Seyranî, bir dua bulup bunu okuyup hazine bulmak istemiş. Şikâyetler üzerine durumu adliyeye intikal edince kanunsuz kazı yapmak suçlamasıyla bir sene kadar hapis yatar. 

Bediüzzaman Hazretleri bir mektubunda Seyrani ile ilgili, “Çok defa bekliyordum ki Seyrani, Hüsrev’in arkasında koşup çalışsın. Demek, onu da derd-i maişet bağlamış” der. (Kastamonu lahikası) 

Mehmet Gezgiç, yani Seyrani Hayyat 1895 yılında ıspata’da doğmuş, 1981 yılında vefat etmiştir. Isparta Gülcü mezarlığına defnedilmiştir.

Kaynak: 

Necmeddin Şahiner- Son Şahitler-2

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar