Prof. Dr. Ahmet Özer

Prof. Dr. Ahmet Özer

Mail: a.ozer@vanmed.net

PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALAN ŞEYLERE DAİR

PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALAN ŞEYLERE DAİR

Şöyle bir söz okumuştum bir yerlerde: “Her şey vaktini bekler; ne gül vaktinden önce açar ne de de güneş vaktinden önce doğar. Sabret, senin olan sana gelecektir mutlaka” Bir şey var ki herkesin, sana gelmez ya var ya da yoktur, bu nadide şey özgürlüktür. Özgürlük, ölümsüz bir düşüncedir hiç bir zaman yaşlanmaz. Sadece hep genç kalması değil bizi çarpan, asıl mesele şu özgürlük babında: Özgürlük, hava gibi bir şeydir, var olduğunda varlığını hissetmezsin, olmadığında ise boğulursun. Yani asıl değeri olmadığında ortaya çıkar ama asıl varken kaybetmemek için değerini bilmek gerekir.

Üç şey kullanıldıkça değerlenir; bunlar, bilgi, sevgi ve paradır. Bunları yerinde ve zamanında kullandıkça sana geri gelir, fakat zamanında ve yerinde kullanmadığında ise değerini kaybeder bumerang gibi yük olur vurur insanı.

Bilgi paylaştıkça çoğalan bir şey, yerinde kullandıkça ise çok önemli sonuçlara yol açar. Mesela bir bilgi cümlesini paylaştığında yarıya inmez, aksine ikiye katlanır. Zamanında bilgiyi kullanmak da önemli tabi. İş işten geçtikten sonra ben bilmiştim, ben demiştimin bir faydası ve anlamı yok.

Sevgiye gelince o da sürekli paylaşılmalı, yüreğin sürekli damarlara kan pompalaması gibi biz de sevgimizi sürekli göstermeliyiz. O zaman nefretten ve kötülüklerden uzaklaşır sevginin manyetik alanına girer, onun olduğu bir dünyada yaşarız. Tıpkı mutluluk gibi sevgi de paylaştıkça çoğalan büyüyen bir hünere sahip. Depolanmaz, ya kullanırsın ya da kullanmazsın. Kullanmadığın zaman berhava olur, yok olur gider, yani artık yoktur. O halde tıpkı bilgide olduğu gibi sevgide de cimri olmamak, paylaşımcı olmak gerekir. Böyle olursan göreceksin etrafını mutlu ettiğinde mutlu olacak, sevdiğinde sevilecek ve kendini daha iyi hissedeceksin.

Geldik paraya. Para işi biraz farklı. Para hem çok istenen hem de olmadığında nefret edilen, paylaşıldığında azalan bu yüzden üstünde bir çok kötülüğün gezdiği, ondan dolayı bir çok şey yaşadığımız bir emtia. Fakat bütün bunlar onu yerinde ve zamanında kullanmadığımızdan. Onu biriktirmeyi bir alışkanlık haline getirdiğimizden. Parayı araç olarak değil de amaç olarak gördüğümüzden. Ona ulaşmak için yapmamamız gereken şeyleri yapmamızdan kaynaklı. İnsanları sevip parayı kullanmamız gerekirken genellikle parayı sevip insanları para için kullanmamızdan kaynaklanıyor.

Peki parayı kullanmamak, onu depolamak, biriktirmek değerini artırıyor mu? Hayır. Tam tersine. Çünkü değeri olan para kullanılan paradır. Para kullanım değeri olan bir şey, kullanılmadığında değersizleşir. Mesela cimrinin çok değer verdiği parası aslında çok değersizdir. Çünkü kıllanmıyor, saklıyor. Oysa cömert bir insanın parası ise değerlidir, çünkü kullanıyor. O yüzden parayı başımızın ğstünde tutup altında ezileceğimize ayaklarımızın altına alıp üstünde yükselmeliyiz ve onu yerinde kullanmalıyız.

Şu Kolombiyalı uyuşturıcu baronu Eskobarı bilirsiniz. Oodalar dolusu parası, doları vardı. Onları yerin altında saklıyordu. Bir gün tutuklanmamak için dağa kaçtı, bir çanta dolusu parayla. Sığındıkları mağara soğuktu, yanında olan kızı ve karısı soğuktan donmak üzereydi. Yakacak bir şey bulamayan Escobar sırt çantasındaki on milyon doları yaktı kızı ve karısı donmasın diye. Ama sonunda bir kurşunla öldürüldü, nereye sakladığı bilinmeyen milyarlarca dolar çürüdü gitti. Eskobar para için hayatını vermiş ama sonunda ne kendini ne ailesini kurtarabilmişti.

İşte böyle…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar