Prof. Dr. Ahmet Özer

Prof. Dr. Ahmet Özer

Mail: a.ozer@vanmed.net

ÖZGÜRLÜĞE TİRAD

Nazım bir şiirinde

mealen şöyle haykırır:

Bugün pazar

ve beni ilk defa dışarı çıkardılar.

Eğildim toprağı öptüm.

Anam, avradım, yarım.

Bahtiyarım.?

Neden böyle bir giriş yaptım?

İki sebeple: Bir bugün pazar,

iki kafamı kurcalayan bir konu var: Toprak ve Özgürlük.

İnsan yaşamı toprak olmadan olmaz. William Faulkner toprak konusunda şöyle der: Tanrı toprağı miras yoluyla birilerine geçsin diye değil ortaklaşa ve bütünlüğü bozulmamış olarak kalsın diye yaratmış, buna karşı istediği tek şey, merhamet, alçakgönüllülük, tevekkül, dayanma, bir de ekmek uğruna alın teridir. Çağımızın insanı toprağa ihanet ettiği için, Tanrıdan da uzaklaşmıştır. İnsanoğlu tabiata, toprağa ve Tanrıya kalleşlik ederek alınyazısındaki laneti kendi eliyle yaratmıştır.

Nitekim işlediği suç ve günahlar kendi yıkımını getirmiştir. İşte bu gün yaşadığımız salgın. Bu yıkımdan kurtulmak kolay değildir; ancak her konuda barışı, adaleti, eşitliği esas alan bir toplumsal düzen kurmadıkça. Çünkü toprak üstünde nasıl yaşadığına göre değer kazanır. Bu da özgürlüktür. Toprağın ana vatanı özgürktür, özgürlüğün ana vatanı da toprak...

Umutsuz değiliz, olmamalıyız. Yazar kişi aynı zamanda tükenmeyecek olan umudun taşıyıcısı ve de habercisidir.

O bilir ki parasını kaybeden bir şeyini, onurunu kaybeden çok şeyini ama umudunu kaybeden herşeyini kaybeder. Umut oldukça özgürlük düşünün gerçeğe dönüş mücadelesi sürecektir.

O halde ne olmalı yeni bir toplum umudu: Üç şey olmalı: Demokrasi, adalet ve doğaya saygı. Yani üç dallı koca bir çınara ihtiyaç var:

Bir dalı adalet, bir dalı demokrasi, bir dalı ekoloji olan.

1)Adaletçi toplum:

Yönetimde adalet;

yargılamada adalet;

gelir dağılımında adalet;

Bunlardan bahsetmiyorum bile. Bunlar olmazsa olmazlardan zaten. Demem o ki; bir devletin dini olmaz; varsa bir devletin dini o da adalet olmalıdır. Ama bu adalet sözde değil özde olmalıdır. Yoksa yaratılmalıdır. Kim yaratacak? Sen ben. Çünkü adalet beklenmekle gelen bir şey değil aranmakla bulunan bir şey.

Paskal’ın dediği gibi; güçten yoksun adalet düşkündür; adaletten yoksun güç ise zorbadır. Biz ne düşkün ne de zorba adalet istiyoruz, herkese elit işleyen ve topluma gönenç getiren bir adalet istiyoruz. Çocuklarımızın, torunlarımızın daha güzel bir dünyada yaşaması için;

Üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü talep ediyoruz.

2)Demokratik toplum:

Bunu birinci maddeye neden yazmadım; çünkü bilirim ki adalet olmadan demokrasi lafı bir kandırmacadan başka bir şey değilidir. Peki adaletle bezenmiş Demokrasi nasıl olacak?

Eşitlikçi

Özgürlükçü ve

Çoğulcu olacak.

Eşitlikçi, yani; dindar-laik, müslüman-gayri müslim, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, zengin-yoksul hukuk önünde eşit olacak. Bu da öyle sözde değil kanunla nizamla belirlenmiş bir eşitlik olacak.,

Özgürlükçü, yani; düşünce Özgür olacak; inanç Özgür olacak, insanların başkalarına zarar vermeyen teşebbüsleri Özgür olacak. Bunun için emek, çaba ve mücadele gerek. Periclesin de belirttiği gibi; özgürlük, onu savunma cesaretini gösterenlerin hakkıdır.

Çoğulcu, yani; herkes örgütlenecek; bir milletin, ırkın diğerine üstünlüğü olmayacak; bir inancın diğerine tahakkümü olmayacak.

3) Ekolojik toplum:

Doğayla,

Hayvanlarla,

Bitkilerle barışık bir yaşam olacak.

Ve nihayet Bunlar sürdürülebilir olacak. Sürdürülebilir bir toplumsal yaşam: Adil; eşit ve ekolojik olandır. Adaleti elden bırakmayan; herkese eşit davranan, toprağı ve suyu gelecek kuşakları düşünerek kullanan bir toplum.

Başa dönecek olursak: Bu gün pazar ve toprak özgürlük kokar...

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar