Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Mülkü malikine teslim et

Ankara’da bir araya gelen Bitlis milletvekili Gıyasettin Emre, Bingöl milletvekili Said Göker ve Gümüşhane milletvekili Ekrem Ocaklı koyu bir sohbetin ardından Bediüzzaman’ı Emirdağ’ da ziyaret etme kararı alırlar.

Ziyarete gitmeden önce birlikte Bediüzzaman sormak üzere dört soru hazırlarlar. Sorular kâğıda yazıldı. Gümüşhane milletvekili Ekrem Ocaklı “Bunları şifahen mi soracağız, kalben mi?” diye söyleyince Gıyasettin Emre, “Kalben soracağız” der. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra yola çıkarlar. Isparta’ya varınca Bediüzzaman’ın evine giderler. Kapıyı çaldıklarında talebeler kapıyı açar. İçeri buyur edildiklerinde Bediüzzaman onları ayakta karşılar. Önce Bitlis milletvekili Gıyasettin Emre’ye, “Gel, bir cesette iki ruh taşıyan kardeşim Gıyas Gıyas!” diyerek boynuna sarılır. Sonra Ekrem Ocaklı elini öpmek ister ama Bediüzzaman boynuna sarılarak “Hoş gedin!” dedikten sonra (İnne ekremeküm indallahi etkâküm) “İnşallah Ekrem, muttakilerdendir.” dedi. Sonra Said Göker’e (Fe minhüm şakiyyun ve said) ayet-i kerimesini okudu. “İnşallah Said’im de Saidlerdendir” dedi. Milletvekilleri bu şekilde bir hitaba mazhar oldukları için çok mutlu oldular. Sonra gösterilen yere oturdular. Kısa bir süre sonra Bediüzzaman, sorularını cevaplandırmaya başladı. Hem de kâğıttaki sıraya göre… Dördüncü soru, milletvekillikten istifa edip etmemeye dairdi. Bediüzzaman “Kardeşim, siyasetle meşgul olmuyorum, dördüncü sorunuza cevap veremeyeceğim.” dedi. Sohbet öğle namazı vaktine kadar devam etti. Öğle namazını kıldıktan sonra tekrar sohbet devam etti. Bir daha sohbet ikindi namazına kadar sürdü. İkindi namazından sonra milletvekilleri “Allah’a ısmarladık!” diyerek ayrıldılar.

Ekrem Ocaklı, Bediüzzaman’ı ziyaret etmesinin üzerinden bir müddet geçmişti. Meclis çalışmalarına genellikle katılıyordu. Bir oturumda mecliste yapılan bütçe görüşmelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi için 57.000.000 lira teklif edilmişken Meclis’in geneli buna karşı çıkarak Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi 27.000.000 lira olarak kabul edildi. Ekrem Ocaklı, bu oylama sonrası çok üzülmüş, odasına kapanarak günlerce dışarı çıkmamıştı. Kendi kendine “Ya Rab, bu milletin hali ne olacak?” diye hüngür hüngür ağlamıştı. Ekrem Ocaklı’nın üzgün hali bir müddet devam ederken bir gün Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisi Atıf Ural kendisini görmek istediğini ve Bediüzzaman’dan haber getirdiğini söylemişti. Ekrem Ocaklı, haberi alır almaz hemen ayağa kalkmış, ellerini bağlamış ve titrek bir sesle “Hoş geldin kardeşim!” demişti.

Atıf Ural, Ekrem Ocaklı’ya “Efendim, Üstadımız Bediüzzaman bana dediler ki, “Git, Ekrem’e söyle; bu dünya ona bırakılmamış. Merak etmesin. Mülkü malikine teslim etsin. Allah’ın işine karışmasın. Kendi vazifelerini ihmal etmesin!” Ekrem Ocaklı birden şaşırmış bir halde iki adım geriye çekilmiş. Kendini ayakta tutamamış hemen yandaki koltuğa yığılmıştı. Bir müddet sonra iki elini başına götürerek “Başım üstüne, nasıl emrederlerse öyle olsun” demiş. Bir müddet sonra kendin toparlamaya çalıştıktan sonra Atıf Ural’a, “Acaba selâm ve hürmetlerimi kendilerine götürür müsün?” diye söylemiş. Ekrem Ocaklı’nın üzüntüsü henüz geçmemişti. “Ya Rabbi, bu milletin hali nice olacak?” diyordu kendi kendine. Atıf Ural, Ekrem Ocaklı’ya “Ağabey, sizin üzüldüğünüzden Bediüzzaman haber almış mı?” deyince Ekrem Ocaklı gülerek “Onların telsize, telgrafa, hatta şu dünya gözüne bile ihtiyaçları yoktur. Onları anlamaya çalışın!” dedi. Ekrem Ocaklı, ömrü boyunca muttaki bir zat olarak Risale-i Nurlara bağlı bir hayat sürdürmüştür.

Ekrem Ocaklı, 1914 yılında Bayburt’ta doğmuş ve 4 Temmuz 1977 tarihinde vefat etmiştir.

Kaynak: 

Necmeddin Şahiner- Son Şahitler-3

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar