Lenin Marksist felsefeyi elden geçirerek düzeltti. Ardından teoriyi pratiğe uyguladı ve ihtilali gerçekleştirdi. Şartların tahlilini yaparken hataya düşmedi. Böylece bilimsel felsefe Marksizm Leninizm adını aldı.
Bir ihtilal öncesi şartların tahlilini doğru yapmak, hedefe ulaşmakla doğru orantılıdır.
Şartların tahlilini doğru yapabilmenin tek kıstası bilimsel felsefenin objektif olarak kavranmasından geçer. Aksi taktirde bedel ağır olur. Tarih, bu ağır bedeli ödeyen nice ülkelere tanıklık eder.
Bilimsel felsefeyi kavramadan tahlilde bulunan ve sonuçta büyük bedel ödeyen grupların yer aldığı ülkelerden biri de Türkiye’dir.
Bu sözüm köyün solcularına ve solun yolcularına olarak algılanmalıdır.
Bilirsiniz, revizyonizm sosyal demokrat partilerin bir vasfıdır.
Genelde kırk sekizli yıllar sonrasında -özelde ülkemiz birinci sol dönemi bir yana bırakacak olursak- ülkemizin ikinci dönem yeni kuşak sosyal demokrat revizyonistleri de kapitalizmin yerini daha ötede bir millileşmenin artık gerekli olmadığı ve sosyalist partilerin daha büyük bir sosyal eşitliği sağlamak için var olduğu bir karma ekonominin alındığını ilan ederek kendilerini mahkûm ettiler. Bu mahkûmiyetten geri adım atmadılar. Dediğim dedik çaldığım düdük misali kendileri gibi düşünmeyenleri ötekileştirmeye çalıştılar.
Hâlâ devam eden bu düşüncenin özünde ulusal sorunun inkârı yatmaktadır.
Köyün solcuları ve solun yolcuları, grup öncülerinin yanlış tahlil ve düşüncelerini kutsal kitapların bap ve cüzleri misali değişmez ilahi birer kalıba soktular.
Oysa Marksist felsefede şartların tahlili yapılırken somuttan somutu çıkarma kıstası vardır.
Elbette emekle kendini yaratma insanın temel karakteristiğidir. Bilen öznenin bilinen nesneyle diyalektik bir çözümleme ve eylem ilişkisinde olduğunu görmek gerekir. Eğer bilgi kaynağından bakılmaz ve tahlilde hata yapılırsa Marksist düşüncenin teori ve pratikte bütünleştiği gerçeği de görülmez olur.
Unutmamak gerekir ki düşünceler arasındaki çelişkiler akıl ve bilgiye başvuruyu gerekli kılar. Bilginin kaynağı Marksist Leninist felsefedir. Felsefeyi doğru okumalı, tartışmalı, neden sonuç ilişkisi doğrultusunda gidilecek yön belirlenmelidir.
Güya siyasi bir parti kurarak her seferinde kendince kaportasını değiştirmekle olmuyor bu işler!
Hele Marks’ın yazdıklarından kendilerine düz bir soy çizgisi çizip çıkartmakla hiç olmuyor!
Ve hele hele her dönem sistem yanlısı siyasi bir partinin güdümüne girmekle hiç ama hiç olmuyor!...
Diyalektik felsefenin öngördüğü gibi ya göründüğün gibi olacaksın ya da olduğun gibi görüneceksin ve/ya da pratik teoriyi doğrulayana kadar aydınlanma yolunda gölge etmeyeceksin!
Facebook Yorum
Yorum Yazın