Mülkiye Tekin

Mülkiye Tekin

Mail: m.tekin@vanmed.net

KİTAP OKUMA SANATI VE KİTABI SEVDİRMENİN YOLLARI

Alman bilge ve edebiyatçı Von Goethe, 80 küsur yıllık ömrünü okumaya verdiği halde bu sanatı öğrenemediğini ahir ömründe itiraf eder. 
Kitap okumak, apayrı bir ayrıcalıktır, bir bilinçlilik düzeyini işaret eder haddizatında. Bir de çok ciddi emek, özveri ve yürek isteyen bir sanattır kanımca.

Bizde " okuma" eylemi deyince ilk etapta, klasik manada, herhangi bir meslek ve iş alanında yeterlik kazanmak için girişilen ders kitabı mütalaa etme, sınavlara hazırlanma ve okulu bitirip iş yaşamına atılma süreci akla geliyor. 

Yani özetle; okuma= Tahsil yapma, tahsil yaşamı. Oysa okuma eylemi, bunların çok çok ötesinde anlamlar içerir, ifade eder. Okumanın ne işe yaradığını görmeden hiç kimseyi okumaya ikna edemezsiniz. 

Üniversitenin ekmek kapısı, okumanın boş zamanları değerlendirme(rekreasyon) olduğuna inanan bir toplumun parçasıyız. Hiç kimse öğrendiği ve inandığı gibi yaşamıyor.
Evet, Von Goethe, 80 küsur yıllık ömrünü okumaya verdiği halde bu sanatı öğrenemediğini ahir ömründe itiraf eder. 

Biz de ise, ömrü hayatında doğru dürüst birkaç kitap bile okumamış yazarlar, gazeteciler haldır haldır, saldır saldır her gün, her an onlarca sayfa yazılar yazmaktalar. 
Gelin de bu ölümcül çelişkiye ölmeyin. Okumayı, bir rekreasyon unsuru, yani boş-beleş zamanları değerlendirme enstrümanı olarak ele aldığımız sürece bu düşünce bulanıklığından ve zihinsel anaforlardan, girdaplardan azade olamayız.

Bizdeki temel sorun; okumanın neden yapılması gerektiği ve bu soylu, asil uğraşın nasıl yerine getirilmesiyle ilgilidir. Yani; "Neden ve nasıl okuma?"
Okumayı ne zamanki yaşamın merkezi ve odağı konumuna getirip bir yaşam biçimi, kültür ve alışkanlığı haline tahvil edebilirsek, dönüştürebilirsek, işte o zaman gerçek manada bir sosyo- ekonomik kalkınmışlıktan, bir kültürel ilerleme ve gelişmeden söz edebiliriz. 

Diğer türlü, yok boş-beleş zamanları değerlendirme aracı, yok bir zevk ve eğlence aracı olarak soylu okuma eylemine yaklaşırsak, bu iş olmaz
Şimdi okumanın ne olduğu, ne olmadığı hususlarına girip konuyu dallandırıp budaklandırmak yerine, nasıl bu alışkanlığı kazanabiliriz ile alakalı birkaç öneri sunmak isterim.

OKUMAYI SEVDİRMENİN EN GERÇEKÇİ EN PRATİK YOLU; 
1- kitap okumayı bir alışkanlık, hatta bunun da ötesinde bir yaşam tarzı haline getirmiş kişilerle hareket edip" rol model" olma yöntemiyle yaşayarak öğrenilmesi/ öğretilmesi.
2- Her eve bir kütüphane kurulması/ kurdurulması(Finlandiya eğitim modelinde olduğu gibi) 
3- Belirli saatlerde okul, ev ve diğer ortamlarda kitap okuma saati tayin ve tespit edilmesi. 
4- Yazar, düşünür, editör, kütüphane görevlileri gibi kitapla haşir-neşir olan kesimlerle çocukların tanıştırılıp kitap sevgisinin aşılanması.
5- Ailenin bütçesine göre kitapçılar, kitap marketler, sahaflar ziyaret edilerek, çocuğa uygun kitaplar alınmalıdır.
 6- Kütüphanelerin belirli zamanlarda düzenli olarak ziyaret edilmesi. 
7- Gezici kütüphaneler vasıtasıyla çocuğun ödünç kitap edinmesi temin edilebilir.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar