Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Kemal Özkan ve Bediüzzaman

Kemal Özkan ve Bediüzzaman

Kemal Özkan, klasik medresede eğitimine askerlik zamanı gelince kadar devam etti.

Asker olarak Ankara’ya gidince Said Özdemir’le tanıştı. Bu tanışma esnasında Risale-i Nurları tanıdı ve okumaya başladı. Askerliğini tamamlayıp memleketi Erzurum’a dönünce medrese eğitimine kaldığı yerden devam etti. Talebeliği süresince Karayazı’da Hacı Kâmil Efendi, Seyda Molla Yahya Efendi, Muş Malazgirt’ten Seyda Molla Zahir Efendi gibi büyük âlimlerden dersler aldı. Medrese eğitimi 1960 yılına kadar devam etti. Sonunda icazetini alarak imam oldu. Dışardan ilkokulu bitirdi ve resmi imam olarak ataması yapıldı. İmamlıkta otuz yıla yakın bir sürede hizmet yaptı.

1955 yılında Kemal Özkan bir işi gereği Erzurum’dan Ankara’ya gitti. İşlerini gördükten sonra Said Özdemir’i ziyaret etti. Said Özdemir Kemal Özkan’a “Üstad Hazretleri Emirdağ’ında ikamet ediyor, kendisini ziyaret etmek isterseniz gidiniz” dedi. Kemal Özkan yol arkadaşlığı için Haymana’ya bağlı Güzelyayla köyünde ikamet eden amcaoğlu Hacı Ahmet’e teklif götürdüğünde onun gibi klasik medrese eğim alan Harun Aytaç da oradaydı. Onlara “Gelin beraber Üstadı ziyaret edelim!” dedi ve gitmek için yol aramaya başladılar. Nasıl gideriz diye konuşulurken Harun Aytaç’ın babası Hacı Yusuf’un bir cipi olduğunu öğrendiler. Hacı Yusuf’tan Emirdağ’da Bediüzzaman’ı ziyaret etmek için cipi istediler. Hacı Yusuf “Haydi ben de sizinle geliyorum!” deyince Kemal Özkan, Harun Aytaç ve Hacı Yusuf birlikte Emirdağ’a doğru yola çıktılar. Emirdağ’ına vardıklarında Bediüzzaman’ın Isparta’ya gittiğini öğrendiler. Bunu duyan Hacı Yusuf ve oğlu Harun geri döndüler. Kemal Özkan “Dönmeyeceğim!” diyerek Afyon’a oradan Dinar’a geçti.

Isparta’ya gece yarısına doğru bir otobüsle vardı ve bir otele yerleşti. Sabah ezanı okununca bir camiye gitti. Namazdan sonra, yaşlı bir adama “Bey amca ben yabancıyım, Üstad Hazretlerinin ziyaretine geldim, Onu nasıl görebilirim?” der. O da “Beni takip et.” dedi. Beraber bir kahveye geldiklerinde yaşlı adam kahvenin yanındaki dükkânı göstererek, “Bak, burası Üstad’ın öz talebesi Rüşdü Efendinindir. O, seni görüştürür” dedi. Kemal Özkan kahvede kuşluk vaktine kadar bekledi. Rüştü Çakın dükkânı açmayınca bir faytoncuya, “Üstad’ın evini biliyor musun?” diye sordu. Faytoncu “Bilmez olur muyum?” diyerek 150 kuruş karşılığında onu Bediüzzaman’ın evine yakın bir yere getirdi. “Şu iki katlı ev onundur.” dedi. Kemal Özkan evin zilini çaldı. Kapıyı yaşlı biri açtı ve “Nereden, niçin geldin?” diye sordu. Kemal Özkan, Erzurum’dan geldiğini Üstad Bediüzzaman Hazretlerini görmek için geldiğini söyledi. Yaşlı talebe “Şansın varmış, Üstad kırlara gitmek üzereydi, şimdi hemen inecek.” diyerek içeri geçti. Sonra tekrar içerden çıkınca Bediüzzaman’a ait bir yorgan, bir seccade, bir de içi dolu bir sepet vardı. Eşyaları bahçe içindeki arabanın içine yerleştirdi. Bu arada şoför arabayı hazırlamakla meşguldü. Yaşlı talebe tekrar içeri girdi ve Bediüzaman ile beraber aşağıya indi. Kemal Özkan hemen hızlı adımlarla gidip arabanın kapısını açtı. Bediüzzaman arabaya bindi. Kemal Özkan da Bediüzzaman’ın elini öptü. Bediüzzaman, “Evladım nereden geldin?” diye sordu. Kemal Özkan, “Erzurum” deyince, “Neden geldin?” deyince “Üstadım ziyaretinize geldim.” dedi. Bediüzzaman üç defa “Maşallah” dedikten sonra “İsmin nedir, evladım?” dedi. “Kemâl” diye cevap verdi. Bediüzzaman “Seni, bu arkadaşlar gibi, arkadaş ve kardeş kabul ettim. Allah ziyaretini kabul etsin!” dedikten sonra Kemal Özkan bir daha elini öptü. Bediüzzaman da elini onun yüzüne sürdü ve dua etti. Kemal Özkan, “Üstadım, beni görenler, husussan amcaoğlu Hacı Ahmet, hepsi sana selam gönderdi, dualarını bekliyorlar” dedi. Bediüzzaman, “Evladım, sen de hepsine selam söyle.” dedi.

Kemal Özkan dikkat çekecek şekilde kekemeydi ve zor konuşuyordu. Bediüzzaman’a bir müşkülünün olduğunu, dilindeki kekemelik için bana dua edin de dilim doğrulsun, dedi. Bediüzzaman ellerini kaldırarak dua etti. Sonra araba oradan uzaklaştı. O günden sonra Kemal Özkan’ın kekemeliğinden eser kalmadı. 

Kemâl Özkan, 1931 yılında Erzurum’un Karayazı İlçesine bağlı Aşağı Kızılkale köyünde dünyaya geldi. 13 Şubat 2022 yılında vefat etmiş ve İzmir’de defnedilmiştir.

Kaynak: 

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-2

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar