Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Kekê Adnan

Van'da, birkaç gün farkla gazeteciliğe birlikte başladık Adnan Işık'la. Kartal Pasajı arkasındaki Gündem gazetesi bürosunda tanıştık, öncesinde bir tanışıklığım yoktu. Öncesinde bir tanışıklığım yoktu ama ilk karşılaşmamızda yıllar öncesinde tanıyormuşum gibi geldi bana. Sonraları gördüm ki Adnan'ı önceden tanımaya gerek yoktu, o, samimiyetiyle, içtenliği ve sevecenliğiyle herkese o anda tanıdık gelebiliyordu. 

Adnan'ın size kendi üslubu ve gülen yüzüyle "Kekê" (Kardeş) demesi bile yetiyordu onu tanıdık hale getirmesi için. Candan, dost, vefakar ve içten hesaplı olamayan duruşu, sizi utandırıyordu.

Tanıdığı tanımadığı her kese "kekê" derdi, eminim ki onu düşman belleyenlere bile bu sözü kullanmıştır. Böyle herkese "kekê" diyen Adnan'ın biz de aramızda adını Kekê Adnan koymuştuk.

Bir insan hiç öfkelenmez mi, bazen olsun surat asmaz mı, sesini yükseltmez mi? Hele 90'lardaki gazetecilik şartlarında. Adnan, bunları asla yapmazdı. Onun üzgün, dargın, öfkeli, yorgun ve kaygılı tek bir anına denk gelmedim. Esprileriyle ve güler yüzüyle en zor anlarımızda bizi güldürmesini becerebiliyordu. Doğasında vardı bu, bunu yapmakta kendini mecbur his etmiyordu. İçinden geldiği gibiydi Kekê Adnan, içi gibi samimi ve sıcak.

Bu güzel insanla birlikteliğimiz çok sürmedi, iki ay sonra, 27 Kasım 1993 gecesi arkasından kafasına sıkılan tek kurşunla katlettiler.

Erek mahallesindeki evinin hemen önünde vurulmuştu. Evin önündeki kara kan taneleri düşerken eşi ve üç çocuğu başına toplanmış feryat figan ediyordu. 

Hastaneye kaldırıldı, eşi, çocukları, bizler hepimiz hastanedeydik. Doktor "Ankara'ya gitse kurtulur" dedi, o gece kar yağdı, ertesi gün uçuşlar iptal edildi ve Kekê Adnan Ankara'ya gidemeyip aramızdan ayrıldı.

Takip edildiğini söylüyordu bazen bize, çok da ciddiye almadan, esprili bir şekilde...

Belki de Adnan katline sebep olana "kekê" bile demiş olabilir. O kadar yakın takibe alındığına göre...

Tabi nereden bilsin katil, Kekê Adnan'ın ölüme gülüp geçecek bir yüreğe sahip olduğunu!

Eminim tanısa, tetiği çekmezdi katil. Tanısa, kendi ölümüne razı olur, emir babalarına itiraz ederdi. "Bu güzel yürekli insan düşmanım dahi olsa yaşasın" derdi katil.

Ama o günler senin birini tanımana ehil günler değildi, o günler, sadece yok etme üzerine planların yapıldığı günlerdi. 

Ve o günler herkesin herkese yazık ettiği günlerdi.

En çok da Kekê Adnan'a, eşine ve çocuklarına yazık edildi.

Bir haberde okudum, "cenazesine binlerce kişi katıldı" diye yazmışlar, öyle bir şey olmadı, Leyla Zana, Remzi Kartal, birkaç DEP ve İHD yöneticisi ve biz büro çalışanları, hepsi bu. Kekê Adnan kendisi binlerce kişiydi, cenazesine katılan sayı o kadar da önemli değil bana göre. Hele o günlerde böyle cenazelerde binler değil yüzler de olmazdı.

Aslında sorgulanması gereken eşi ve çocuklarına ne oldu? Kaç kişi kapısını çaldı, kaç kişi sahiplendi, bugün o çocuklar neredeler?

Tabi bu olayla ilgili sorgulanması gereken başka şeyler de var, ama bunu anlayacak ve içine sindirecek kaç kişi var, bu da önemli.

 

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar