Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Gerek yok, kutlamayın!

Sanırım bana öğretmen olma fikrini sağlayan şey, ilkokula başlarken anlamadığım bir dil ile karşılaşmam oldu. Öğretmen olacaktım ve ben de benim gibi anlamakta zorlananlara bu dili öğretip onlara kolaylık sağlayacaktım.

Daha ilkokulda iken oluşan öğretmen olma fikri ortaokulda iyice olgunlaştı ve sadece 7 yaşından sonra öğrenmeye başladığımız dil değil, diğer dersler de ilgimi çekmişti; Matematik, İngilizce, Tarih, Coğrafya, Edebiyat, Felsefe, Mantık, Hayat Bilgisi, Fen Bilgisi, Biyoloji, Sosyoloji vs…

Ve bu ilgi beni öğretmen olma fikrine biraz daha itiverdi ve ortaokul son sınıfta iken yapılan mesleki okul sınavını kazanarak ilk tercihim olan öğretmen okuluna başladım.

1973 yılı Eylül ayında Mersin Öğretmen Okulu’na kaydımı yaptırdım.

Hayal edersiniz ama gerçekleşmesi elinizde değildir, hayal sadece hayaldir, size katkısı ise biraz moral ve biraz da umuttur, hepsi bu.

Bunu söylememin nedeni şu;

Öğretmen hayaliyle başladığım okulun statüsü bakanlıkça 3 ay sonra değiştirildi ve adı ‘Öğretmek Okulu’ olan, mezun olduğumuzda bizi öğretmen yapacak olan okulumuzun adı ‘Öğretmen Lisesi’ olarak değiştirildi, tabi mezun olduğumuzda öğretmen olamadan evlerimize dağılacaktık.

Ben yaşadım, bunu biliyorum, psikolojik etkisi çok fenadır; henüz çocuksunuz ve daha ilk adımınızda biri çıkıp hayalinize duvar örüyor. Öyle bir duvar ki sanki bir daha hayal kurmamak için yüzünüze inmiş bir tokat gibi…

Tabi birçok öğrenci bu karar üzerine okulu bıraktı, kalanlara ise öğretmen olabilmeleri için 3 yıllık lise eğitiminden sonra 2 yıl da Eğitim Enstitüsü’ne devam etme zorunluluğu getirildi.

Hâsılı o günlerde binlerce hayal sahibi çocuk, moralsiz ve güvencesiz bir şekilde ortaya salındık.

Bu arada kendi eğitim hikâyemden söz etmeyeceğim, benim için buraya kadar, çünkü hikâye uzun ve karmaşık, sözünü ettiğim dönem sadece hayallerin hedef alındığı bir dönemdi, -belki şimdi de öyle- olayların giderek çığırından çıktığı bir dönem yani… Tek söyleyeceğim şey, öğretmenlik hayalim uzun yıllar rüyalarımı süsledi, ama bir süre sonra rüyalarımı da terk etti. Anlayacağınız, anlamadığım dili başkasına öğretme şansı tanınmadı vesselam…

Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü.

Bu satırları bilvesile yazıyorum ama ben geleneksel bir kutlamadan ziyade hayallere dikkat çekmek istiyorum.

O gün geride kaldı diyelim ama bugün kaderini size teslim eden çocukların hayallerini öldürmeyin, diplomalı işsize dönüştürmeyin, mesleğini yapmasına izin verin, duvarlar örmeyin!

Hâlihazırda mesleğini icra eden öğretmenler de herkes gibi emeğine saygı ister, öğretmen yüzüne tokat gibi gelecek hareketler değil, samimiyet ve itibar ister, unutmayın öğretmenlik itibarlı bir meslektir, daha fazla itibarsızlaştırmayın!

Ve bunları yapmıyorsanız…

Bırakın kalsın, gerek yok, kutlamayın!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar