Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Demirtaş, ‘yaşasın silah’ diyebilir mi?

PKK’nin Mersin’de Polisevi’ne yönelik eylemi farklı tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu eylem daha öncekilerde olduğu gibi ne kamuoyu tarafından ne de her önüne gelenin PKK ile sıkı sıkıya ilişkilendirdiği ve bu nedenle en ucuz siyasi rant kapısına dönüşen HDP tarafından sessizlikle karşılanmadı.

Bu anlamıyla ‘milat’ sözcüğü uygun düşer, bundan böyle bu konulardaki tartışmaların seyrinin eskisi gibi olmayacağı kesin.

Eylem, kamuoyunda en soğuk haliyle karşılanırken, PKK’nin her sansasyonel eylemi sonrası gözlerin çevrildiği HDP de yaptığı açıklamayla eylemi tasvip etmediğini duyurdu. 

Yıllardır tutuklu olsa da cezaevindeki duruşuyla HDP seçmeninde halen büyük bir karşılığı olan Demirtaş ise belki PKK’nin hiç beklemediği bir tonda tepkisini ortaya koydu ve devamındaki günlerde de bu tepkisinde ısrar etti.

İşin garip tarafı HDP’yi ya da Demirtaş’ı ‘PKK ile arasına mesafe koymamakla’ eleştiren malum siyasi yapı da HDP ve Demirtaş’ın tepkilerinden pek keyif almadı, HDP ve Demirtaş’ın PKK ile aralarına mesafe koyma girişimleri şeklinde algılanması gereken çıkışı, bu çevreleri adeta ürküttü ve hakaretlere başvurdular, öyle ki kendini tutamayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eylemi kınayan Demirtaş’a ‘katil’ dedi.

Tabi buna karşılık birçok çevre de HDP ve Demirtaş’ın tutumunun yerilmek yerine desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi gereken bir tutum olduğunu ifade etti.

PKK’nin tutumu ise bilindik tutumdan öteye geçmedi, doğru ya da yanlış ayırt etmeden her eylemlerinin desteklenmesi gerektiğini düşünen PKK, bunda da aynı tavrı sergiledi ve eylemi eleştirenleri ‘sinmişlikle’ itham etti.

Şimdi Türkiye devletinde Cumhurbaşkanı olmak için bir dönem aday olan biri çıkıp ‘yaşasın silah’ diyebilir mi? Bunu geçtik, ülkeyi yönetme iddiasında olan, bunun için tüm kesimlerden oy olmak gibi bir mecburiyeti olan, Kürt sorunu başta olmak üzere her bir sorunu Meclis’te çözeceğini deklere eden bir siyasi parti ve onun eski ya da yeni yöneticisi şiddeti onaylayan bir cümle kurabilir mi, kurmalı mı, neden kursun?

Belki ne PKK’nin ne de malum siyasi yapının bu soruları çok da dikkate almaya ihtiyacı yok ama Demirtaş’ın ‘tek başıma da kalsam itirazımı yaparım’ çıkışı, PKK tarihinde ilklerin arasına girmiş bulunuyor.

Bu çıkış ya Demirtaş’ın kenara konulmasına ya da PKK’nin legal ve illegal siyasetin birlikte yürütülmesinin imkânsızlığını daha net görmesine yol açacak. Ama her iki halde de bazı katı kurallar ciddi anlamda darbe almış olacak.

Ve akla gelen sorular…

Gerçekten de eğer siyasete, yeri geldiğinde bir silahlı eylemle biçim verme ve sonuç alma gibi bir kudretiniz var ise o zaman insanları sandık başına çekmek için harcanan bunca emek neden? Ve bunca insanın tutuklanmasına sebep olmak ne için? Yolu biliyorsanız o zaman kendiniz yürüyün, başkasını önden yürütmek neden?

Ve tabi eylemin bir de denk geldiği olaylar dizisi var…

Mesela, eylemden iki gün önce İçişleri Bakanı Soylu’nun istifa edeceği haberleri dolaşımdaydı; af konusu tartışmaya açılmıştı. HDP’nin kapatılıp kapatılmaması tartışmaları devam etmekteydi. Üçüncü bir ittifak ilan edilmişti. Hükümet hayat pahalılığı ekseninde günden güne köşeye sıkışıyordu. HDP’nin oylarını yükselterek kilit parti konumuna gelmesi en fazla konuşulan konu olmaya başlamıştı. İran’da ise bir kadın öldürülmüş ve molla rejimine karşı ciddi bir başkaldırı başlatılmıştı.

Ama PKK’nin açıklamalarının içeriğine baktığınız zaman eylem, üzerlerine gelen uçaklara cevaptı. Oysa uçaklar Kandil’i yeni bombalamıyordu. Her dağa, tepeye bir operasyon yeni düzenlenmiyordu. Bu tarz bir eyleme elbette ki Demirtaş gibi deneyimli bir siyasetçi sessiz kalmayacaktı. HDP de aynı şekilde…

Sonuç olarak;

Kendi mahallesinden ilk kez bu kadar gür bir biçimde itiraz sesleri ile karşılaşan PKK, bakalım bu durumu nasıl okuyacak? Bakalım yaklaşım nasıl olacak? Hakikaten amaç siyaset yapmak mı yoksa başka bir şey mi, hep birlikte tanıklık edeceğiz.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar