Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Çocuk Neden Ödev Yapmak istemez?  

Anne, öğretmene; “Çocuğum ödev yapmak istemiyor ne yapmalıyım?” diye sorar. Öğretmen, anneye: “Çocuk neden ödev yapmak istemiyor ya da ödev yaparken kendini işkencede hissediyor sorusuna odaklanırsak sorunu daha kolay çözebiliriz. Çocuk anlamadığı veya anlamakta zorluk çektiği ödevi-örneğin matematik dersi ödevi gibi-  zor bulduğundan yapmak istemez. Bazen de Türkçe dersi ödevini kolay bulduğundan sıkılır ve ödevini yine yapmak istemez. Bir de bakıyorsun Fen ve teknoloji ödevini sever ve yapmak ister. İşte sorunun cevabını bulmak için öncelikle çocuğa şunu sormak lazım. Neden bazı ödevleri isteyerek yapıyorsun, bazılarını da yapmak istemiyorsun? Bazen de keşif etme ve tasarım konulardaki bir ödevi hiç söylemeden yapıyorsun? diye sormak lazım.

Çocukların ödev yapma konusunda iştahsız bir hasta gibi ilgisiz ve isteksiz olması her anne babayı endişelendirir. Bazı öğretmenler de ödeve karşı mesafeli çocuklara iş olsun diye ceza mukabilinde ödev verdiklerinden çocukta ödeve karşı bir düşmanlık oluşur. Bazen de Anne babalar çocuğu sürekli kontrol altında tutmak için “Ödevini yaptım mı?” diye soru üstüne soru sorması ödevi işkence haline getirir. Bazen de tersi olur. Çocuk ödev yaparken sıkıldığından anne babasını cezalandırmak amacı ödev yapmaz. Ödevler çocuğun seviyesinin üstünde ya da altında ise o ödev, çocuğun ilgisini çekmez. Öyleyse anne babalar çocuğa ödev yapma konusunda sakin sabırlı bir şekilde yardımcı olmalı. Anne babanın “Vaktim yok, yorgunum!” gibi gerekçelerle çocuğu baş edemediği ödevlerle baş başa bırakmaları derslere karşı ve daha sonraki yıllar okula karşı büyük bir nefretin oluşmasına da sebep olur. Çocuk severek tek başına zevk almadığı bir ödevi yapmak istemez. Peki, öyleyse nasıl yapmalı ki çocuk severek isteyerek sıkılmadan ödev yapsın sorusuna sihirli bir değnek dokunuşu gibi bir cevap yoktur.

Toplum genelinde ödevlerin yapılmasında iki yol denenmektedir. Biri ödülle ödevini yaptırmaktır, diğeri ise ceza vererek ödevi yaptırmaktır. Anne babalar çocukla ilgilenme zahmetine katlanmadığından kısa yol olan ceza veya ödülle ödev sorununu çözmeye çalışırlar. Çocuk o an ödevi yapar ama sonra ödül ve ceza bir zaman sonra farklı bir sorunla karşılarına çıkar. Anne babalar borçları borçla öder gibi ödev sorununu çözerler ama kısa bir süre sonra sorun daha da büyüyerek karşılarına çıkar. Otoriter anne babalar çocukla ilgili sorunları ödül ve cezayı neden kullandıklarını uzmanlar söyle anlatır: “Anne babalar çocuğun onlara bağlı ve kontrollerinde kalmalarını için çocuğa ödevi ödül vererek yaptırmak isterler. Çocuk ödevi yapmadı mı bu sefer hayatını zorlaştıran kurallara başvurarak ona ceza yoluna başvurur. Böylece ödevler çocuğa başarıyı değil başarısızlığı getirir. Çocuğa ilk yıllarında ilkokulda kötü hazırlanmış ödevlerin verilmesi çocuğa yükten başka bir faydası olmaz. Hâlbuki olması gereken ilkokullarda az liselerde çok ödevin verilmesidir. Bu konuyla ilgili dünyada yapılan uygulamalar ilköğretimde haftada en çok doksan dakika; liselerde 120 dakika ödev verilmesidir.  Liselerde haftalık dört saatten fazla ödev başarıyı olumsuz olarak etkiler.”

Bazı uzmanlar da dört çeşit ödev olduğunu ve bunları şu şekilde sıralarlar: Ders tekrarı, ders hazırlığı, uygulama ve entegrasyon.  Peki, uzmanlara en faydalı ve sonuç alınan ödev şekli nasıldır diye sorulduğunda onlar da harmanlanarak yapılan ödevler diye cevap verirler. Ayrıca uygulama ve entegrasyon amaçlı ödevlerin ve proje bazlı, yaşa göre özenle hazırlanan detaylı ödevlerin de başarıyı arttırdıklarını belirtmektedirler. Sonuç olarak geri dönüşlü ödevlerin öğrencinin başarısını arttırdığını söyleyebiliriz.

Okullarda 1. sınıf öğrencilerine sayfalar dolusu çizgi çizdirilmektedir. Bu yüzden okuldan soğuyan çocuk sayısı hiç de az değildir. En faydalı ödevler, çocuğun meraklı olduğu alanlarda verilecek ödevlerdir. Öğretmenlerin ödev vermede en birinci kuralı geri bildirim olmalıdır. Ödevin doğru mu yanlış mı olduğunu üzerinde durulmalı ve doğrusu nasıl yapıldığı gösterildiğinde ödev pekiştirici bir rol oynamış olur. Çok ödev veren bir öğretmenin 40 kişilik sınıfta sayfalar dolu ödevleri kontrol edemeyeceğinden geri bildirimi mümkün olmaz. Bu durum da başarıyı azaltan temel nedenlerden biri olarak karşımıza çıkar. Veliler arasında çok ödev veren öğretmen iyi öğretmendir inancı hâkimdir. Çocuğun başarısızlığında velilinin payının da azımsanmayacak kadar çok olduğu görülmektedir. Çocuğa ödev verilerek evde sürekli meşgul edilmesi öğrenmenin bir yolu olarak gösterilmektedir. Önemli olan çocukların çok çalışıp bilgi hamalı olması değil, çocukların ilgi ve becerilerini keşfedip onları daha yukarılara taşımaktır.

(Bu yazı, Batman Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından çıkarılan Kalemyar Dergisi’nde yayınlandı)

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar