Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Çevrenizde bir koku varsa elbette sorumlusu da vardır

Çevrenizde bir koku varsa elbette sorumlusu da vardır

Her Van Gölü ile ilgili birşeyler yazdığım zaman hemen aklınıza 'başka bir sorun yok mu yazacak?' sorusu geliyor eminim, çünkü bir konu ya çok dile getirildiğinde ya da önemsenmediğinde dile getirilmesi tepki görür.

Van Gölü sorunu aslında sadece Van'da değil tüm bir bölgede olan diğer birçok soruna örnek teşkil eden, merkezi ve yerel yönetimin samimiyetini test eden bir sorun. 
O nedenle 'kim dedi, ne dedi' boş siyasi hikayelerden ziyade pratik bir olgu üzerinden yola çıkarak bazı gerçekleri muhatapların yüzüne vurmak daha mantıklı geliyor bana, o yüzden ısrarla yazıyorum.

Biliyorsunuz, uzaydan çekilen fotoğrafı dünyada birinci gelmişti Van Gölü'nün. Van'daki konferans ve bazı gösterişli siyasi toplantılarda da hep 'dünya değeri' diye anılır Van Gölü. Siyasilerimiz ve yöneticiler hızını tutmaz, 'Van Denizi' diye de tanıtmayı ihmal etmezler her defasında, gerçi bu bölge halkından çalıntıdır ama olsun...

Ama bir test edelim bakalım merkezi ve yerel yönetimler 'dünya değeri' dedikleri, 'Van Denizi' dedikleri Van Gölü konusunda ne kadar samimi... 

Şimdi bir kere etraftaki belediyeler ve kamu kurumları kanalizasyon atıklarının yönünü Van Gölü'ne çevirmeden önce göl suyu temizdi, berrak bir haldeydi, gölün her kıyısında yüzmeniz mümkündü, şu anda arıtma tesisinin olduğu yerde 1973 yılında ben ve bir grup arkadaşım burada suya girdik, susayan kişi içmek isterdi o güzellikte bir berraklık vardı...

Biliyor musunuz bu durum 90'lara kadar devam etti, sonra köyler boşaltıldı zorla, herkes Van'a akın etti, nüfus bir anda yükseliverdi, alt yapı yok, planlama yok, imar hak getire, kentin alt yapısına dair herşey o günkü 20-30 bin nüfusa göre ayarlanmış, tabi kısa sürede nüfus önce yüzbinleri aştı, şimdi de 1 buçuk milyon civarında. Ama bu sadece Van merkezde böyle yoksa şu anda Van Gölü'nün etrafında yaklaşık 3 milyon gibi bir nüfus yaşıyor ve Van Gölü tüm kıyılarda kirletiliyor.

Sonra ne oldu, bu köylerden gelen ekstra nüfus da gölün etrafında ahır kurmaya başladılar mecbur, ne yapacaklar, hayvanlarını dağda mı bırakacaklar? Ve bu aynı nüfus çöp tenekesi bulamayınca elindeki her tür atığı göle sallayıverdi... Bizler kendini modern zannedip pikniğe gidenler de aynı davranışta bulunduk ki halen aynı davranışımız sürüyor.
Yani belediyelerin ve kurumların kanalizasyon atıklarına bir de sallayıverdiğimiz çöpler eklendi.

Sonuçta ne oldu; son zamanlarda 'göl ölüyor' diye konferanslar düzenleniyor. '10 sene sonra göl size ömür' diyorlar. Tabi herkes aval aval bakıyor, üzerine alınan yok, ne köyleri boşaltanlar, ne Van'ın altyapısı konusunda zamanında ve sonrasında gereğini yapmayanlar, ne de kente onca nüfus yığılırken Ankara'da oturup izleyenler...

Şimdi Van'a gelenler araçla şehir merkezinden Yüzüncü Yıl Üniversitesine doğru yol alırken en az 3-4 kilometre yol boyunca burunlarını tutarak ilerliyorlar, neden, çünkü göl mütemadiyen 'tuvalet' kokuyor. Evet, bir aralar kıyısına gittiğinizde o pis kokuyu alırdınız ama şimdi kilometrelerce öteden size ulaşabiliyor ve o kokuyu siz geçerken his ediyorsunuz tabi on binlerce insan da evlerinde her saniye his ediyor.

Evet, herkes burnunu tutarak üniversiteye doğru, Erciş'e doğru yol alırken, evlerinde otururken bu pislik kokusunu teneffüs ediyor ama kaç kişi bu kokunun sorumlusunu sorguluyor, sanırım çok büyük bir sayı yok, olsaydı onu da herkes his ederdi, gelen koku gibi...

İşte, işin bu tarafı önemli, sorguluyor muyuz, 'koku var da sorumlusu yok mu?' diyebiliyor muyuz.

Diyemediğimiz, ya da demek istemediğimiz ap açık ortada, 'tuttuğumuz tarafa zeval gelmesin' modundayız hepimiz. 

Ama söyleyeyim, sorumlu var tabi, önce Van Gölü çevresindeki il ve ilçelerdeki kurum yetkilileri, sonra hükümet edenler, sonrasında da duyarsızca iç çamaşırı dahil göle her tür eski malzemeyi fırlatanlar...

Dediğim gibi, Van Gölü iyi bir örnek, 'neden yazılıp çiziliyor' deyip geçmeyin, bu bölgede çözümsüz kalan her bir sorunun Van Gölü'nden saçılan koku gibi nedenleri ve müsebbipleri var.

İsterseniz o her bir sorunu oturup hafızanızda bir sorgulamaya tabi tutun, göreceksiniz nedenler ve müsebbipler farklı değildir... 

Ha bu arada 'yazmayın turist gelmez' diyen yöneticiler olduğunu da söyleyeyim size, 'bir çaresini bulalım' demiyorlar, ama 'yazmayın' diyebiliyorlar, aslında neden 'yazmayın' dediklerini tahmin ediyorsunuzdur sanırım, rahatları bozulmasın, kariyerleri lekelenmesin diyedir elbette..
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar