Zekeriya Ekinci

Zekeriya Ekinci

Mail: zekeriyaekinci@gmail.com

ÇEVİRİDE AŞK

ÇEVİRİDE AŞK

Kimi zaman yazarından çok çevirmeni öne çıkar okuduğumuz kitapların.

Daha önce birçok çevirisini okuduğum Eren Yücesan Cendey de bu çevirmenlerden.

Susanna Tamaro, Edmondo De Amicis, Lorenza Foschini, Alfonso Signorini, Dino Buzatti, Paolo Giordano, Cesare Pavese, Marlo Morgan, Umberto Eco, Tiziano Terzani ve daha birçok İtalyan sanatçısının eserlerini Türkçeye çevirirken, İtalyancayı Türkçeleştirir adeta Eren Yücesan Cendey.

Kasım 2015’te Kırmızı Kedi Yayınlarınca ilk basımı yapılan İtalyan yazar Daria Bignardi’den çevirdiği Aşk Hak Edilmeli adlı romanda da bu başarısını sürdürür.

Öylesine akıcı ve kısa cümlelerle kurulu bir anlatım dizgeler ki okur bir an çağdaş bir polisiye romanın içinde bulur kendini.

Romanın yazarı, günümüzde yasal olmayan yeraltı dünyasının olumsuzluklarını gün yüzüne çıkarmaktan kaçınmaz. Buna ek olarak günümüz Avrupa aile yapısında var olan sosyal aksaklıkların altını çizmek ister. Belki AB’ye girmek isteyen, başta bizim ülkemiz olmak üzere, birçok ülkeye mesaj yollamaktan yanadır yazar. Osman’ın Maio olamayacağını ama Maio’nun Osman olabileceğini irdelerken herkesin yerinden memnuniyet duymasından yana tavır koyar.

Lirik bir sesin aşka daveti var anlatımda.

Aşkın duygu yanı pullanarak dökülmüş, kalan bir iki pulcuk da Ferrara şehrinde aşkı yaşatmaya gücü yetmez olmuştur.

Aşk genç bireyin değil, toplumun ideal bir ütopyasıdır.

Başkahramanı Alma’nın ağzından aşkı bir delilik, bir gençlik hatası olarak değerlendirir. Önemli olan huzurlu bir ilişkidir, der ve Francesco Petrarca’nın dizeleriyle düşüncesini kanıtlamaya çalışır:

"Siz ki farklı türdeki şiirlerimde sesimi duydunuz

iç çekişmelerimin, ben besliyordum onlarla yüreğimi,

ilkgençlik çağımın çılgınlıkları içinde

bir ölçüde bir başka insandım ben şimdikinden."

Bir kahve, sigara, sis kokusu geldi mi buruna, ani bir fiziksel heyecan hissedilir; bu his bir resim ya da bir ses gibi bedende ayrıntı hissettirince sevişme arzusu doğar. Arzu yerine getirilince aşk olur. Farklı fiziksel heyecanlara her an kapısı açıktır aşkın.

Romanda Türk sosyal yaşam biçimine göndermeler yapılır.

Olgunluk dönemini tamamlayan gençlerin ailede kalması, Avrupalı insanın henüz çözümleyemediği bir Asya geleneğidir; gelin görün ki “Bir Türk gibi sigara içmek” deyimi kıta insanının beynine işlenmiş, silinmesi olanaksız bir motife dönüşmüştür.

Toplum psikolojisini işlemekten kaçınmayan Bignardi, bir kadın duyarlığıyla dizer cümlelerini:

“Nazi zulmünden canını kurtaran çok kişi sonra intihar etti; Primo Levi mesela. Aslında kamplardan sağ dönenlerden çok onların evlatları mahvoldu. Kamplardan dönebilenler… Her daim canlı cenazeydiler. Biz bunu dile getirmesek de hep bildik. Giacomo bir kazazededen beterdi. Ömrü boyunca bir uçurumun kenarında yürüdü ve Maio kabolunca oradan aşağı düştü.”

İtalyan gençliği, bu psikolojiyle görüntülenir romanda.

Alma ve Maio birbirlerine bağlı, mutluluk içinde yaşayan iki kardeştir. Maio, uyuşturucunun kol gezdiği, sahte para ve çeklerin sıkça kullanıldığı, cinayetlerin kimseyi şaşırtmadığı Ferrara sokaklarında birden kaybolur. Yazarlığıyla pek tanınmayan ve polisiye eserler yazmaktan hoşlanan Alma, dedektif sevgilisiyle kardeşini aramaya koyulur. Sevgilisinden hamile kalması bile aramayı engellemez.

Alma, Osman adını alan kardeşi Maio’yu ölü ya da diri bulabilecek midir?

Ülkemiz ve Avrupalı gençliğin karşılaştırılmasında hayli yararlı olacağını düşündüğüm Aşk Hak Edilmeli romanı, her yaştan insanların okuması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar