Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Başımıza devlet kuşu kondu

Molla Hamid, 1951 yılı içerisinde Bediüzzaman’ı Emirdağ’da ziyaret eder. Daha sonra marangozların kullandığı bir elektrikli makine almak için İstanbul’a gider.

Parası çalınmasın diye bir bezin içine saklar. İstanbul’a varınca marangoz makinelerini kimin sattığını araştırmaya başlar. 

Araştırmaları sonucunda satıcıların Rum, Ermeni ve Yahudi olduğunu öğrenir. Molla Hamid, tanıdığı esnaflara “Müslüman biri yok mu?” diye sorar. 

Esnaflar, “Var ama vadeli vermezler. Gayrı Müslimler daha çok vade tanırlar.” derler. 

Molla Hamid, “Ben de param kadar alırım.” der.

Molla Hamid araştırmaların sonunda elektrikli makine satan Müslüman ve dindar bir esnafın ismini ve adresini alır. Hemen tarif edilen yere gider. Gittiği yer Kayserili iş adamı Refik Bürüngöz’ün iş yeridir. Molla Hamid, işyerinden içeri girip koltuklardan birine oturdu. Masa başında oturan kişi bir şeyler yazmakla meşguldü. 

Molla Hamid, az bir süre bekledikten sonra cebindeki parayı masanın üstüne bırakınca Refik başını kaldırır ve şaşırarak bakar. Molla Hamid, “Bu paraya göre bir makine ver!” der. 

Refik, sert bir yüz ifadesiyle bir Molla Hamid’e bir de paraya bakar. Refik, “Sen esnaf değilsin.” der. Molla Hamid kızgın bir ses tonuyla “Niye esnaf değilim.” der. 

Refik, “Esnaf olan aldığı şeyin fiyatını araştırır.” der. Sonradan Refik sözü değiştirerek “Peki sen nerelisin?” diye sorar. Molla Hamid, “Ben Vanlıyım.” der. Refik, “Mahmut Ekinci senin neyindir?” diye sorar. Molla Hamid, “Benim yeğenimdir” der. Refik, “O bizden meşe alır ama bizden alana kadar alnımızdan ter akıtır. O, çetin pazarlık yapan biridir. Sen doğru söyle nereden geliyorsun?” sorusunun üzerine Molla Hamid kızgın bir ses tonuyla “Kardeşim ben marangozum. İnsan benim dürüst olup olmadığımı sorar. Parayı böyle atıyorsun diye söylemez. Bak ben sizi sordum, sizin için Müslümandır, dindardır dediler. Ben de bunun üzerine geldim.” der. 

Refik, “Şimdi nereden geliyorsun?” der. Molla Hamid, “Önce hocamı ziyaret ettim. Sonra İstanbul’a gelip alışveriş yapayım, dedim.” 

Refik, “Peki, hocan kimdir senin?” Molla Hamid, “Bediüzzaman’dır.” der. 

Refik bunun üzerine şoke olur. “Sen şimdi Bediüzzaman’ı ziyaretten mi geliyorsun?” der sevinçli bir sesle. 

Molla Hamid, “Evet!” der. Refik, “Süleyman, çabuk gel!” diye ortağını çağırır. Ortağı Süleyman Kuşçulu hemen gelir. Refik, “Başımıza devlet kuşu kondu, bize piyango vurdu” der. 

Süleyman, hemen Molla Hamid’in elini öper. Refik kısa bir sohbetten sonra şoförünü çağırır ve ona “Mercedes arabayla misafirimizi İstanbul’un en güzel mekânlarını gezdir, akşama buraya getir!” der.

İkinci gün de Molla Hamid’i gezdirdiler. Ramazanın son günleri olduğundan bayrama kadar onu bırakmadılar. Onu bir hafta boyunca gezdirdiler. Daha sonra yeni çıkan marangoz makinelerinden birini ona aldılar ve aynı zamanda ona vade de yaptılar.

Refik “Bu makineyi al. Ben sana kefil oluyorum.” der. Daha sonra makine gemiyle Trabzon’a oradan da Van’a getirilir. Molla Hamid, Safî kalbi hürmetine hayatta hiçbir zorluk çekmedi. Her işi rast gitti. Cebinde pek parası olmadı ama hiçbir zaman sıkıntı çekmedi.

Kaynak:

İhsan Atasoy- Molla Hamid- sayfa; 231-234

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar