Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Aşiretin ağası değil halkınızın 'akil insanı' olun!

Van’da aşiret ağaları kendilerinden kopan aşiret üyelerini tekrar toparlama adına dernek kurma yarışına girişince yazdığım bir yazıda değinmiştim, “aşireti değil beyinleri canlandırın” diye.

Sözünü ettiğim ‘beyin’ başkasının beyni değil ağaların kendi beyinleri, çünkü onların zaten başkasının beynine hükmedecek kadar yetenekleri yok, belki kendi beyinlerine hükmedebilirler, o da milyonda bir ihtimal, işte bu yazıda da onların beyinlerine nasıl müdahale etmeleri gerektiğine değineceğim, belki bir nebze faydam olur.

Ağalık geleneği feodal toplumların olmazsa olmazı, bunu bilmeyen yok, ama çözülen feodal düzende halen bu geleneği sürdürmek de o kadar da akıl mantık dahilinde olmasa gerek. Yani zorla ağalık etmek, marabalıktan emek üreticiliğine geçen, işinde gücünde olan eski aşiret bireylerine ağalığı kabul ettirmek çok da akıl karı olmasa gerek.

Ne var ki bizim birçok eski ağa müsveddesi ve heveslisi son birkaç yıldır Van ve Erzurum’u merkez edinip dernek, vakıf, ocak adı altında kapitalist yaşama dahil olup kayıplara karışan aşiret üyelerini yeniden toparlama peşinde. Herkes hayat mücadelesine dahil olmuş, onca hırgür arasında ailesi için kendisi için çıkış yolu arıyor, bizim dinozor ağalar da yeniden tarihi geriye götürme ve egolarını tatmin peşinde.

Önce bunun nedenine değineyim izninizle, neden bu ağalar bu kadar hevesli bir şekilde tarihi geri götürmeye niyetlenmiş, aşiretçiliği diriltmeye çalışıyor; iki nedeni var, birincisi hayal aleminden bir türlü çıkamayan ağalar aşiret üyelerinin onları bir bir terk etmesiyle incine gururlarını tamir peşinde, serde ağalık var ya mezara kadar götürmeye niyetliler bu dinozorlar. İkinci neden ise aşiret yapısı devletin de işine geldiği için çanak tutmak gerekli hale geliyor.

Tabi bir gerçek var ki artık ne ağalar ne de devlet artık aşiret yapısını eski haline döndüremez, hem yaşamsal anlamda he siyasal gelişmeler bağlamında hem de ortaya çıkan sosyal gerçeklik göz önünde bulundurulduğunda bunun mümkün olmadığı zaten görülecektir. Peki, nesli tükenmekte olan bu ağalar, incinen gurularını nasıl tamir edebilirler, arkalarında bir aşiret olmadan nasıl başı dik bir şekilde yaşamlarını sürdürebilirler?

Bence çok basit!

Atacakları çok kolay bir adım var, madem belli bir insan kitlesini arkalarına alıp öyle yaşamak istiyorlar o zaman aşiret ayrımı yapmadan “kanaat önderi” olarak da bu işi pekâlâ yapabilirler. Bir aşireti değil tüm bir toplumu muhatap alan bir duruş sergileyebilirler.

Bunun için de önce kendileri bir araya gelmeli, aşiret birliği yerine aşiret reisleri birliğini oluşturmalılar. Yani aşiret resileri birleşip tüm bir halkın hizmetine girmeli.  Aynı halkı, aynı toplumu aşiretlere bölmek yerine birleştirmek ve sorunlarına çözüm aramak daha onurluca olmaz mı?

“Onur, gurur” diyorlar madem, alın size en doğru yol!

Hani bir dönem “akil insanlar” diye bir grup vardı ya, insanlarla buluşup sorunlarla ilgili görüş teatisinde bulunuyorlardı, gerçi sonradan aforoz edildiler o da başka bir vaka ama valla şu bizim ağalar yok mu bu işi onlardan çok daha iyi yapar, yeter ki beyinlerini biraz da bu yönde kullansınlar!

Bölmeye değil birleştirmeye odaklansınlar. Onlardan tek bir fark var, bizimkilerin adı “aydın” değil, ağa!

Son bir söz;

Hani hep denir ya, “bin yıldır beraberiz kız alıp vermişiz” diye peki bu aşiretler bin yıldır aynı coğrafyada üstelik aynı halkın bireyleri olarak beraber değiller miydi, kız alıp vermemişler miydi? Bunlar olmuş, hem de o kadar ki hiçbir aşiret sade değil şimdi, eskinin her bir aşireti karma bir topluluk haline gelmiş, ama kimse ağalara bunu hatırlatmıyor, neden, önceki yazıda da değindiğim gibi çünkü bir halkı bölüp yönetmek daha kolay da ondan…

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar