Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Amerika’yı kınarken aynayı ters tutmak

Amerika’da siyahi bir adamın beyaz polislerce kelepçeli bir şekilde yere yatırılıp boynuna basılarak ve işkence edilerek öldürülmesi olayı dünya çapında tepki gördü. Tabi tepkilerin gerekçesi olayın ırkçı bir özellik taşıyor olmasıydı, en azından tepki gösterenler böyle ifade ediyordu. Türkiye’de de çeşitli çevreler olayı “ırk ayrımı” diye niteleyerek tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzüntülerini dile getiren ve olayı kınayan bir mesaj yayınlayıp “konunun takipçisi olacağız” dedi. İktidar, muhalefet, basın, sivil toplum herkes dili döndüğünce olayla ilgili görüş beyan etti, kınadı. Yanlış mı, hayır, çok doğru, yapılması gereken de bu, işin içerisinde insana yönelik bir işkence girişimi varsa, kaldı ki bu girişim ölümle sonuçlanmışsa ve hele hele işin içerisinde çağımızda ancak utanç vesilesi olabilecek “ırk ayrımı” varsa, gösterilen tepki az bile. Ancak gösterilen tepkilerin çoğu bana hiç de inandırıcı gelmedi; belki iyi niyetli tepkiler de vardı ama daha çok Amerika karşıtlığı gibi geldi bana tepkiler, daha çok konjonktürel, siyasi tercih… Nasıl böyle bir düşünceye kapıldım peki? Bence bir yerdeki aykırı bir olaya tepki gösterirken aynayı düzgün tutmak gerekiyor, aynayı tepki gösterilen yere doğru değil, kendimize doğru çevirmemiz gerekiyor, benzer olaylar bizde de yaşandığında acaba aynı tepkiyi göstermiş miyiz, gereğini yapmış mıyız diye. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika’daki olayla ilgili “konunun takipçisi olacağız” mesajından sonra Diyarbakır’da öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, sosyal medyada şöyle bir paylaşım yaptı: “Bizim de bir ‘konumuz’ var. Bir baro başkanı öldürülmüştü bir zamanlar. Üç polis bilinçli taksirle ölüme sebebiyetten yargılanacak. Bizim konunun da takipçisi olunsa” Demek ki burada da canı yananlar var. Yine Amerika’daki olaya yapılan tepkilerle ilgili sosyal medyada Türkiye’de yaşanan bir başka olay şöyle hatırlatıldı: “Kürtçe konuştular diye baba-oğul öldürüldü” Bir başka paylaşıma daha denk geldim sosyal medyada, o da, çoktan unuttuk ama bundan 7 yıl önce Ali İsmail Korkmaz’ın polisler tarafından dövülerek öldürülmesiyle ilgili bir paylaşımdı. Yani Türkiye’de yaşayan bazı vatandaşlar da demek ki aynayı düzgün bir şekilde, yüzlerine doğru tutunca, Amerika’daki ırkçı olayı kınarken aynı zamanda Türkiye’de yaşananları da görüyorlardı. Ve daha nice örnek sayılabilir vakti zamanında Türkiye’de yaşanan ama hemencecik unutulan olay… Hem de ne örnekler, bir listesi çıkarılsa keşke. 90’larda, vatandaşa bok yedirme olayları mesela… kesik başlarla, kulak, kol ve bacaklarla resim çektirme olayları mesela… Ve daha neler, neler… O nedenle diyorum, aynayı doğru tutmalıyız diye. Belki de şundan aynayı yüzümüze tutmuyoruz, hani aynayı kendimize doğru tutsak, zamanında biz de pek parlak bir dönem geçirmediğimiz için belki doğru düzgün kuracağımız bir cümle olmaz diye. Olsun cümle kuramayacaksak kurmayalım ama aynayı düzgün tutmakta fayda var, çünkü siz yapmadığınızda bu sefer de başkası gelip elinizdeki aynayı yüzünüze doğru düzeltmeye çalışır, iyisi mi o işi kişi kendisi yapmalı. Bu aynayı ters tutmanın en kötü tarafı ne, biliyor musunuz; mesela aynayı Amerika’ya doğru tuttuğunuzda orada olan olay anormal gelir size, sizdeki ise hasır altı olur ve normalleşir, peki sizdeki aynı tip olay normalleştiğinde sizin başka tarafa gösterdiğiniz tepkinin ne anlamı kalır? Ya da nasıl bir özelliği var o tepkinin? Zaten bu nedenle inandırıcı bulmadığımı söyledim, çünkü Amerika’yı görebilirken kendinizi göremiyorsanız demek ki altında başka şeyler var bu işin, halbuki bu gibi önemli konular doğal ciddilik gerektiren konular, “ben tepki gösterdim” demekle olmuyor. Başkasını görüyorsanız kendinizi de asgari düzeyde göreceksiniz, o zaman doğal olursunuz, yoksa inandırıcı olamazsınız! Demem şu ki yanı başınızda olan olaya da tepki gösteriniz ki uzaktakine gösterdiğiniz tepki doğru anlaşılsın!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar