Çevre için oybirliğine ihtiyacımız var

Ağaçtan söze girmişken, arkasından da hemen “ağaç yaş iken eğilir” sözüyle hayata nasıl adapte olmamız gerektiğini, nasıl faydalı bireyler haline gelebileceğimizi anlatırlardı.

Yaşam hakkı anlamında ve çevre duyarlılığı bakımından ağaç ve insan mukayesesi yapılan “yaş kesen baş keser” sözüyle öğretmenlerimiz bize, ağaç kesmenin, yakmanın, yok etmenin yanlışlığını anlatmaya çalışıyorlardı. 

Belki haftada birkaç kez duyardık bu sözü, o günlerde ağaca çok ihtiyaç olduğundan mıydı, milli eğitimin bir yönlendirmesi miydi, ama öğretmenlerimiz adeta bir ders konusu gibi üzerinde titrerlerdi ağacı, yeşili, çevreyi ve insan yaşamını derinden ilgilendiren bu sözleri…

Ancak geriye dönüp baktığımızda yaş kesmeyi o kadar da umursamadığımız ortaya çıkıyor.

Bakın isterseniz, kavgası yapılan, uğruna insan kanı dökülen toprakların ne kadarı ağaç dikili ne kadarı ağaçlı?

Ne kadarı tarla, bağ-bostan, toprağın ne kadarı insan eliyle yeşil, çevre ne kadar sizi tatmin ediyor...?
Bir çok yer çorak, sapsarı, kuru ve terk edilmiş bir görüntü içinde…

Bakıyorsunuz eline baltayı alan bir ağacı gözüne kestirmiş, canı sıkılan var olana bir kibrit çakmış, kaç kişi bir ‘ağaç dikeyim’ diye düşünür sizce, ben söyleyeyim size, birileri demeden kimse ağaç dikmeyi düşünmez, kampanyalar da olmasa kimse ağaç dikmeyi düşünmez o derece bir duyarsızlık…

Şimdi “bunca laf niçin?” diyeceksiniz, şunun için; önceki gün Edremit Belediye Meclisi bir karar aldı, ağaçların kesilmesini izne bağladı.

Belediyeden habersiz ağaç kesimi olmayacak.
Gerçi kararda “nitelikli ağaç” diye bir ayırım yapılmış, ama yine de iyi bir karar.

Bu kararda dikkatimi çeken bir şey oldu, karar oy birliği ile değil oy çokluğu ile alınmış, yani bir kısım Meclis üyesi, “ağaç kesmeyi vatandaş için izne bağlamayalım” diye düşünmüş olmalı ki kararda oy birliği çıkmamış!

Ya da bir kısım meclis üyesi siyaseti çevreciliğe tercih etmiş, işin orası biraz muamma, ama gönül isterdi ki yaş kesmenin iyi bir şey olmadığını tüm meclis üyeleri tek ses olarak dile getirmiş olsun!

Ki kararın bir güzel yanı daha var, ağaç kesen biri bu kez de 30 tane ağaç dikmek zorunda…
Bundan iyisi can sağlığı…
Fakat neden oy birliği çıkmaz böyle bir kararda, aslında anlamak hem zor hem de kolay, ihtimallerimiz baya kabarık çünkü bizim…
O ihtimallerden en önde geleni de siyasete çok meraklıyız, didişmeleri çok seviyoruz, bu nedenle hayatı da güzellikleri de atlıyoruz ve bir türlü hayati ortak sorunlarımızda oy birliği edemiyoruz.

Konu sadece Edremit’teki ağaç konusu da değil, birçok alanda ve sorunda ne yazık ki durum bu…

Ama ben yine de öğretmenlerimizin sözünü hatırlatayım, “yaş kesen baş keser”, lütfen önünüze böyle bir konu geldiğinde diğer herhangi bir sıradan konu gibi bakmayın!

Kim ağacın kesilmesine engel olsa, dikilmesine de vesile olsa iyi eder, doğru eder.