Adil Harmancı

Adil Harmancı

Mail: adilharmanci30@gmail.com

Van Gölü İstanbul’da olsa…

Van Gölü İstanbul’da olsa…

Van Gölü İstanbul’da olsa…

Adil Harmancı

adilharmanci30@gmail.com

Her tarafı deniz olan İstanbul’un Van Gölü’ne de ekstradan ihtiyacı var mıdır, bilmiyoruz ama geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günü Van Gölü’nde düzenlenen su sporları sırasında, “Van Gölü İstanbul’da olsa” diye vatandaşlardan temenniler duyduk..!

Tabi tahmin edeceğiniz üzere bunlar temenni değildi, tam tersine serzenişti, Van Gölü’ne olan ilgisizliğin serzenişi…

Doğuda bu tür serzenişler meşhurdur, yaşamda karşılaşılan çaresizlik, siyaseten gözden ıraklık, ya da önemsememe durumları, bürokratik işlerde savsaklama çokluğu ve “ötekileştirme” gibi gözüken haller, hep batı illeri ile karşılaştırılır;

Ankara’da olsa…

İstanbul’da olsa…

İzmir’de olsa…

Vs…

Yani, “buralarda olsa her şey daha bir yolunda olur” gibi bir öngörü, bir yaklaşım…

İşte Edremit sahilinde yapılan su sporlarını izlemeye gelen vatandaşlar da, o güzelim Van Gölü suyuna dalıp dalıp, “Van Gölü İstanbul’da olsa” dediklerinde lafı nereye getireceklerini kestirmek zor değildi.

Şimdi “Van Gölü İstanbul’da olsa şöyle olurdu, böyle olurdu” diye çok şey sıralamadan, özet olarak şunu belirtelim ki, iç ve dış turizm gözetilerek bir kere ciddi bir modernizasyona tabi tutulurdu.

Bunu da geçelim, kente ne kadar güzellik katabilecekse, o oranda ilgi gösterilir, gereken her tür harcama yapılırdı.

Ve belki de gösterilen ilgi ve yapılan yatırımlarla İstanbul, şu andaki özellikleriyle değil, göl ile anılırdı…

O göl sayesinde, İstanbul içinde başka bir İstanbul olurdu…

Ve bizim buradaki gibi “deniz” deyip, sırtını çevirip, ucuz siyaset de yapılmazdı, direkmen “göl” denilip, ama o gölü denizden de güzel kılmak için gereği de yapılırdı…

Dolayısıyla, “Van Gölü İstanbul’da olsaydı” diyenleri anlamak gerekiyor.

Şimdi bakın, bizdeki Van Gölü, İstanbul’dakinde arzu ettiklerimizin binde birinin olmadığı bir Van gölü…

Yani İstanbul’da gölde yapılacak bin yeniliğe karşılık bizde en fazla bir yenilik var.

Bir kere bu yıl yapılan bir-iki plaj dışında, Van Gölü ile ilgili başka da bir yenilikten söz edemiyoruz.

Kanalizasyon atıkları direkmen göle akıyor, çöpler direkmen atılıyor, molozlar, hafriyatlar çekinmeden ve de düşünmeden direkmen dökülebiliyor…

Yetmiyor, beton duvarlar çekiliyor…

Yetmiyor, memlekette ne kadar kurum var ise, kanun-manun dinlemiyor, kıyıyı tapulu malları gibi kullanıyorlar.

Bizde gölün kıyıları tamamen “resmi”…

Siviller ne mi yapıyor, işte gördüğünüz gibi, “Van Gölü İstanbul’da olsa” diye hayaller kuruyor, başka da bir şey yapamıyor.

Ve yılda bir kez “su sporları” adı altında bir etkinlik düzenleniyor Van Gölü’nde.

O da, 8 yıldır yapılıyor, bir türlü iki günden hiç değilse bir haftaya çıkarılamıyor, vatandaş iki gün “doyasıya” eğleniyor, üçüncü gün ise, koca bir sessizlik ve koca bir boşluk…

Van Gölü var, ama bir maviliği uzaktan izlemeyi sevenler için, gerisi boş gözlerle bakıyor.

Bazı vatandaşlar da şunu dedi, etkinliğin olduğu ilk gün:

“Sadece iki gün değil, her gün su sporları yapılabilse!”

Bu da iyi bir dilek, ama galiba dedikleri gibi, “Van Gölü İstanbul’da olsa..!”

Yoksa Van’da, bu gidişle zor biraz!

(Not: yazı tarihi 2017, sorun ise halen aynı, anlayacağınız doğu cephesinde değişen bir şey yok!)

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar