Misbah Eratilla

Misbah Eratilla

Mail: m.eratilla@gmail.com

Burak Özçivit’in Nirvanası

Emektar Bilal öğretmen, eski öğrencisi Fırat öğretmenle öğretmen evi bahçesinde samimi bir sohbet havası içinde çayını yudumluyordu. Sohbetleri devam ederken Fırat’ın birden yüzü gökyüzünü kaplayan kara bir bulut gibi karardı. Emektar öğretmen Bilal, Fırat’a: “Ne oldu bir şeyin mi var?” diye merakla sordu. Fırat biraz bekledikten sonra: “ Hocam bu gün okuduğum bir haber beni çok üzdü.” dedi. Emektar öğretmen meraklanarak: “Haberde ne yazıyordu ki?” diye sordu. Fırat: “Aktris Burak Özçivit’in ben bu hayatta istediğim her şeyi elde ettim. Canım kahve içmek istedi Paris’e gittim. Gezmek istedim Ortadoğu'ya gittim. İstediğim kızla evlendim ama hiçbir şeyden zevk alamıyorum” demesi aklımı ve gelecekle ilgili tüm ümitlerimi allak bulak etti. Haberi ulusal bir gazetede okudum ve sonra TV kanalında da izledim.” dedi. Fırat hayretini gizlemeyerek: “Hocam Burak Özçivit cahil biri değil, üniversite mezunu. Bilgili ve bilinçli birine benziyor. Burak daha yirmili yaşlarda şöhret basamaklarını hızlı tırmanmış 2007- 2017 yıları arasında çeşitli TV kanallarında uzun süre devam eden dizilerde ve sinemalarda milyonları bulan izleyici kitlesine adından çokça söz ettirmiş. Aynı zamanda dizi ve filmleri birçok prestijli kuruluş tarafından ödüller almış. Genç yaşında para ve şöhreti birlikte taşıyabilen nadir kişilerden biridir. Şöhret ve paranın Nirvana’sında taht kurup keyif çatması gerekirken uçuş halinde bir uçağın yakıtım bitti demesi gibi hayatın en tatlı yerinde -Hiçbir şeyden zevk alamıyorum!- demesi tüm umutlarımı yerle bir etti.” dedi.

Fırat, can kulağıyla kendisini dileyen emektar öğretmenine sandalyesini biraz daha yaklaştırarak: “Hocam Burak’la ilgili haberi duyduğumda hayatım ve tüm bildiklerim bir anda saman alevi gibi gözümün önünde yandı. İçime öyle bir ateş düştü ki geleceğim ve tomurcuk halindeki ümitlerim kurudu. Kendi kendime düşündüm; acaba hayatım boyunca yaptıklarım ve beslediğim ümitler Burak Özçivit’inki gibi bir anda sönecek mi? Dünyam bir anda karanlık bir tünele girmiş gibi karardı. Huzur semti olan kalbim, karanlığa gömüldü ve başıma kıyamet koptuğunu sandım. Çalışarak ve emek vererek ete kemiğe bürüdüğüm kazanımlarım boş bir serap gibi uçup gidecek mi diye düşünüyorum. Hocam! Hayat denen oyunu çözdükçe hayatın senden uzaklaştığını, ondan içtikçe daha çok susattığını, yedikçe daha çok acıktırdığını şimdi daha iyi anlıyorum. Demek ki hayat vefasız bir sevgili gibi terk edip gidecek. Burak’ın söylediklerinden şimdi daha iyi anlıyorum.” dedi.

Emektar öğretmen eski öğrencisi Fırat’ı dikkatle dinledi ve gözlerinin içine bakarak söze şöyle başladı: ”Fırat, seni anlıyorum. Konunun iyi anlaşılabilmesi için önce söze Bediüzzaman’ın -O'nu bulan her şeyi bulur. O'nu bulmayan hiçbir şey bulmaz. Bulsa da başına belâ bulur!-  sözüyle başlamak istiyorum. Konumuzla ilgili olduğu için sana diğer paragraftan da söz edeyim: “İnsan çendan fânidir; fakat beka için halk edilmiş ve bâki bir Zâtın âyinesi olarak yaratılmış ve bâki meyveleri verecek işleri görmekle tavzif edilmiş ve bâki bir Zâtın bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medar olacak bir suret verilmiştir. Öyleyse, böyle bir insanın hakikî vazifesi ve saadeti, bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp, ebed yolunda o Bâkîye müteveccih olup gitmektir.” dedikten sonra şöyle devam etti: insan uçsuz bucaksız evrene sığmayan, duyguları itibariyle ölümsüzlük üzerine yaratılmıştır. Bu duyguları dünyada kimsenin tatmin ettiği ve doyurduğu görülmemiş. İnsan dünya hayatında duyuları ancak tadımlık olarak alabilir. İşte Burak’ın ifade ettiği duyguları geçici ve fani olan şeylere baki olarak bakmasıdır. İnsan bu duygulardan ancak baki bir âlemde gerçek anlamda zevk ve tat alabilir. O ebediyete aday olan duygular, fani dünyada kullanmak istendiğinden insana tam olarak hiçbir şeyden tat ve zevk vermez. Dünyadaki her şeye “baki olan Allah’tır” gözüyle bakılmazsa hiçbir şeyden tat ve lezzet alınmaz. Bediüzzaman başka bir paragrafta insanı mutluluğa ve huzura götürecek yolu şöyle tarif eder: “Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekaya âşıktır. Ve madem bu fâni ömrü bâki ömre tebdil eden bir çare var ve manen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette, insaniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket edecek. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.” diye konuşmasına noktayı koydu. Fırat, emektar öğretmenine sohbet sonrası çok rahatladığını söyleyerek ona teşekkür eder ve ayrılırlar.

Kaynaklar; B.S.Nursi -3.Le’ma 3. nükte

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar