SİZ VE ONLAR!

Bazı insanlar bir biçimde işgal ettikleri makamlar nedeniyle sizden daha yukarda duruyorlar diye siz onları (kendinizden) büyük görürsünüz. Oysa Onların kerameti kendinden menkül değil, dayandıkları güçlerdendir. Yoksa sizden daha alkıllı daha bilgili daha zeki oldukları için değil.Suçun bir kısmı da senin; çünkü sen onu öyle gördüğün için o öyledir. Her türlü çirkefe rağmen biat ediyorsan sorunun ve sorumluluğun bir kısmı da senindir kardeşim. Zayıf insanları biat ettiren, boyun eğdiren “güç”tür. Dünyada insanların tamah ettiği, boyun eğdiği üç güç var: Bunlar para gücü, silah gücü ve siyasetin gücüdür. Devletler de bu saç ayağına dayanır, yönetenler de. Eğer para (sermaye) diğer ikisini yönetirse bu oligarşidir. Silah (asker) diğerlerine boyun eğdirirse, yönetirse bu militarist (diktatoryal) yönetim olur. Siyaset hepsine egemen olur yani silahı (araç ve kurumlarını) bütün herkesi susturmak için kullanırsa bunun adı faşist diktatörlük olur. Yoksullar ve halk mı onlar oyunu tamamlayan figüranlardır. Hiç bir yönetim yoksulların ve halkın değildir. Demokrasi de yoksuldan ziyade zengini koruyup kollar, aralarında bir kavga çakmasın diye orta noktada buluşturur onları, bir çeşit sulh eder, sükuna erdirir. Ama bu buluşma fakirden çok zengine yarar. Yoksul, “bu hiç yoktan iyidir” deyip olan bitene razı olur.Sonra çıkar gruplarını kollayan yönetenler “bakın rızaya dayalı yönetiyoruz” diyerek kendilerine bir meşruiyet sağlarlar. İtiraz başladığında ise bunu bir kenara bırakıp sopaya başvururlar. Kavganın sonucu ise ... başka bir mesele...