Çin’de ortaya çıkan Pandemi ile ilgili alınacak önlemler hakkında bir yıl boyunca dünya çok şey konuştu, çok şey tartıştı, her ülke kendi pozisyonu dahilinde her tür önlemi gündeme alıp uyguladı, Türkiye’de de bu doğrultuda birçok önlem çeşidine başvuruldu.
Dünya genelinde maske-mesafe-hijyen üçlüsü ortak çözüm yöntemi olarak benimsendi.
Ne var ki alınan tüm önlemlere karşın Çin dışındaki diğer ülkelerde ikinci, üçüncü dalga durumları devam ediyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi ilimiz Van’da da Kurban Bayramından sonra vatandaşların duyarsız tutumları nedeni ile vakalar ve ölümler fazlaca meydana geldi.
Gerek bakanlıkça alınan tedbirler gerekse il bazında alınan tedbirler nedeni ile her ne kadar kontrol altında tutulmaya çalışıldı ise de maalesef ildeki hastanelerde doluluk oranları korkutucu boyutlara geldi ve orantılı olarak da ölümler yaşanmaya başladı.
Bölge eğitim ve Araştırma Hastanesinde korona ile mücadele babında bir acil servis ve bölümü açılarak hizmet vermeye başladı ancak pozitif vakalarının seyrine göre hastanelerden ziyade öncelikli hastalara ulaşılması için rahat seyreden vakaların evde kontrol yoluyla tedavileri daha çok yapılmaya başlandı.
İl dışında ilimize gelerek karantina altına alınmayan vatandaşların daha çok bulaştırdığı bu vakalar gün geçtikçe artmakta ve orantılı olarak da ölümler çoğalmaktadır.
Maske-mesafe-hijyen kuralına fazlaca itibar edilmiyor olacak ki istenen sonuç elde edilemiyor.
Türkiye genelinde son olarak alınan önlemler ardından vaka ve ölüm oranında yükseliş sürüyor, bu önlemlerin üzerinden henüz iki hafta geçti, o nedenle son önlemlerin etkisini konuşabilmek için biraz daha zamana ihtiyaç var.
Bir doğru var ki o da kendi tedbirlerimizle bu süreci atlatabileceğiz, böyle bir gerçekle karşı karşıyayız, bu nedenle yetkililer ve akademik çevrelerce önerilen yöntemlere, konulan kurallara uymak gerekiyor.
Dünya Pandemi ile boğuşmasını sürdürürken bir yandan da aşı çalışması yürütüldü, Çin, ABD, Rusya, İngiltere gibi ülkeler ürettikleri aşıları denemeye, hatta başka ülkelere ihraç etmeye başladı.
Tabi bu noktada bir de aşıların güvenilir olup olmadığı tartışmaları çıktı ortaya.
Ancak devlet büyüklerinin ve Sağlık Bakanı başta olmak üzere sağlık uzmanlarının “aşıyı halkın önünde ilk biz yaptıracağız” demesi açıkçası insanlar arasında bir güven oluşturmaktadır.
Ben de bu süreçte toplumun en az % 65-70’inin aşılanması yolu ile bu sürecin kontrol altına alınabileceği kanaatini taşıyorum. Aşının doğru bir tercih olduğuna ve yapılabileceğine şahsen ben ikna olmuş durumdayım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın