MAVİ GÖZLÜ GECE KEDİ

Sabahın erken saatiydi. Güneş daha yeni doğmuştu. Her zamanki gibi sokak canlarına mama verecektim. Elimde mama poşeti ve su bidonuyla indim sokağa. Maskeliydim. Eldiven vardı ellerimde. Corona salgınına karşı tedbirliydim. Beni gören kediler koştular yanıma. Park içine aldırdığımız kedi kulübelerine kadar koştular peşimden.

Önce enfeksiyon nedeniyle görme zorluğu çeken ve kulübede bekleyen yavru kedilerin gözlerini temizledim ıslak bezle. Sonra damla damlattım gözlerine. Kulübeyi dezenfekte ettim. Eski kaplardaki suları döküp yeni su kattım. Mama tabaklarını temizledim, yeni mama döktüm. İştahla yemeye başladılar. Hasta yavruları ayırdım büyüklerden. Onlara ıslak mama verdim. Bekledim başlarında. Karnı doyanlar gelip bana sürtündüler. Okşadım enselerini, sevgi yükledim gözlerine.

Dünden kalma atıkları toplayıp çöp bidonuna döktüm.

İşim bitmişti. Çitler arasında daha uyuyan var mıdır, diye baktım. Yoktu. Kaldırım kenarına sıra sıra park eden otomobil markalarına bakarak eve yöneldim. Henüz yirminci adımımda bir ses duydum. Bir kedi miyavladı. Kısık ve acı. Eğilere arabaların altına baktım. Bir şey göremedim.

Adımımı yeniden atıp yürüyecektim ki yine aynı sesi duydu kulaklarım. Ağaç dallarıyla kaplı çitlere bir kez daha baktım. Görünürde bir şey yoktu yine. Ayağıma bir temas oldu. Eğilip önüme bakarken minnacık siyah bir kedi yavrusu gördüm. Avuçlayıp yerden aldım. Sol gözü darbe görmüş, beyaz bir perde inmişti üstüne. Sağ gözü enfeksiyon nedeniyle az aralıktı. Kucakladım, sevdim ve eve doğru yürüdüm.

Hafif sıcak bezle iki gözünü temizledim. Sağ gözü yarım yamalak açıldı. Sol gözündeki beyaz perde gecede parlayan bir aydı. Doyurdum karnını ıslak mamayla. Baygın gibi uzandı balkon fayansına. Taşıma çantasını alıp yerleştirdim içine. İnip hemen hayvan hastanesine doğru yola koyuldum.

Hastane biraz uzaktı. Telefonla aradım. Kedinin durumunu bildirdim. Acil durum, dedim.

Hastanede iğne yapıldı. Gözlerine damla damlatıldı. On gün boyunca kullanılmak ve tekrar getirilmek üzere reçete yazıldı. Önerilen özel mamalar alındı. Dönerken aldım ilaçlarını. Hastanede verilen ve üç gün sonra kullanılmak üzere dış parazit aşısı çantamdaydı. Siyah tüyleri arasında oynaşan pireler, varsın şimdilik beklesindi.

Minik yavruyu evdeki beş kediden ayrı tuttuk. Herkes gözü gibi bakıyordu kedinin gözlerine. Günde üç kez damla, üç gün sonra dış parazit aşısı, derken kedi kendine geldi.

Onuncu günüydü. Yavru kedide yeni bir rahatsızlık görüldü. Hastanenin yolu tutuldu tekrardan. Normal sütten kaynaklı bir rahatsızlıktı görülen. Önerilen süt tozu ve biberon alındı. Beslenmesi bir plan dahilinde yapıldı.

Minik yavru gelişti, sol gözündeki beyaz perde kalktı, sağ gözündeki enfeksiyonun iyileşmesi sağlandı. Artık evin içinde dolaşıyor, kendinden hayli büyük diğer beş kediyi kovalıyor, kucaktan kucağa atlıyordu.

Dağdan gelen bağdakini kovuyordu!

Benimle sohbetinde bir feylesofu andırıyordu minik kedi.

Gecenin siyahından daha siyah tüylü, denizin mavisinden daha mavi gözlü bu feylesofa bir ad gerekti.

Adlar havada uçuştu.

Adı kendi gibi olmalıydı.

Mavi gözlü siyah yavruya Gece adı uygun görüldü.

Yirmi birinci gününde yeni sahip için ilan açıldı. Sahiplenmek isteyenler çoktu. Eleme yapıldı. Adaylar arasında en iyi bakabilecek olan tahmin edilip seçildi.

Akşama doğru uğurlarken minik yavruyu, gözlerimizin içine baktı. Kucaktan ayrılmak istemeyen bir hâli yoktu. Sanki mutluluğun pozunu veriyordu bizlere.

Gece Kedi mutluydu, sahiplenen bayan mutluydu, biz mutluyduk...