Çatışmalı, köy boşaltmalı ve bol faili meçhullü 90’lı yılların İçişleri Bakanı, MHP eski milletvekili ve şimdiki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HDP ile ilgili tavrını her defasında “HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırıyoruz” şeklinde ifade ediyor. Dolayısıyla bu görüş, HDP’ye o kadar da mesafeli olmayan CHP ile Cumhur İttifakı’na karşı ortaklık yapan İyi Parti’nin de HDP ile ilgili görüşünü oluşturuyor.
Cumhur İttifakı da HDP konusunda birkaç gün öncesine kadar Meral Akşener ve dolayısıyla İyi Parti ile aynı fikirde idi, hatta daha ileri laflar da ediyorlardı; ‘kapatın’ diyorlardı, ‘Meclisten atın’ diyorlardı, hatta ülkeden çıkarın diyorlardı.
Siyaset bu, gün geldi, ülkede başörtüsü kadar ‘Kürt varlığı’ diye bir konunun da gerçek olduğu ve seçimlere doğru gidilirken bunun da kulak ardı edilemeyeceği hususu yeniden hatırlandı ve Cumhur İttifakı, Anayasa’da yapılacak değişikliği bahane ederek HDP ile görüşme sağladı.
Herkes şimdi sadece AK Parti’nin HDP ile görüşme sağladığını konuşuyor ama aslında görüşmeyi yapan, içinde MHP ve BBP’nin de yer aldığı Cumhur İttifakı’dır.
Zaten birkaç gün sonra grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, HDP ile yapılan görüşmeyi, ‘son derece doğal ve doğru' diye niteleyerek görüşmeyi yapanın aslında Cumhur İttifakı olduğunu beyan da etmiş oldu.
HDP bir muhalefet partisi ve Türkiye’nin gerçeği. Bunu şu anda iktidardaki Cumhur İttifakı, yükselttiği HDP karşıtlığı ibreyi aşağı çekerek kabul etmiş bulunuyor.
Cumhur İttifakı’nın güya seçimlerde başarısız olması için her tür yolu deneyen Millet İttifakı ise Türkiye siyasetinde şu anda kilit rol oynayan HDP konusunda halen ne yapacağını bilmez durumda; İttifakın büyük ortağı CHP aslında az çok biliyor ama İyi Parti, ‘eli deyse yanar’ noktasında duruyor ve tükürdüğünü yalamak istemiyor. Bu tutum diğer ittifak ortaklarını da bir yerde sessizliğe itiyor.
Bu durumda haliyle, acaba HDP ile uzak durma fikrinden ısrar etmek Meral Akşener’in siyaset bilmezliğinden mi kaynaklanıyor, İyi Parti içinde bu konuda Merak Akşener’in önüne geçenler mi var, yoksa Akşener’in 90’lardan kalma bir ‘Kürt’ fobisi mi var, sorularını akla getiriyor.
Oysa ne Meral Akşener ne de İyi Parti bu tutumla ‘Altılı Masa’ dedikleri oluşuma iyilik yapmıyor gibi…
Çünkü HDP’ye bir şekilde yakın durması gereken muhalefet iken şimdi bu işi iktidar yapıyor.
İyi Parti bu tutumuyla bir kere Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’yi çok net bir şekilde Cumhur İttifakı’nın yanına itmiş oluyor, HDP gitmez demeyin, siyaset bu, çıkarlar çakıştığında değerlendirilir, çıkarlar çakışır mı peki, pek de selamete erişmese de bir dönem çakışmıştı, neden tekrar çakışmasın?
O nedenle, son araştırma sonuçlarına da baktığımızda, HDP’siz bir Cumhurbaşkanlığı kazanımını Akşener de İyi Parti de Millet İttifakı da şimdiden unutsun derim…
Diğer yandan ‘açılım’ olacak diye çırpınan, sözüm ona ‘vatanperverlik’ üzerinden Cumhur İttifakı’nı köşeye sıkıştıracağını zanneden Akşener ve İyi Parti huzura, çatışmasızlığa, toplumsal barışa ve sorunların silah sesi olmadan tartışılmasına da iyilik yapmış olmuyor bu yaklaşımıyla... Hani ille de bu son HDP görüşmesinden bir şeyler çözüme kavuşacak diye demiyorum ama onlar da ittifak olarak iktidara geldiklerinde bilmeliler ki geçmişte de olduğu gibi aynı sorun ile yüzleşecekler, yoksa iktidara geldiklerinde ne HDP ne de Kürt nüfus bu topraklarda buhar olup ortadan kaybolmayacak.
Zaten Meral Akşener’in bu konunun, bölge illerinde oy toplamaya çıkarken ‘benim Kürt kardeşlerim’ deyip geçiştireceği basit bir konu olmadığını herkesten daha çok anlaması ve algılaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Akşener’in ayın zamanda çatışmayla, vurmayla-kırmayla, faili meçhulle, hapsetmeyle bir şeylerin hal olmayacağını da en iyi bilenlerden biri olduğunu düşünüyorum şahsen, tabi iyi bilip inat etmek de var insan fıtratında ama dönüp o inat kendisine zarar veriyor her zaman o da ayrı bir konu.
Kısacası, İyi Parti’nin ve Akşener’in biraz daha ‘iyi’ düşünmesi gerekiyor gibi bir durum var, takdir kendilerinin…
Tabi, şöyle bir fotoğraf da Akşener ve İyi Parti açısından ilginç karşılanmalı:
Şimdi bu HDP ile ilgili görüşme tartışmasında şöyle bir fotoğraf da oluşmuş;
İktidar kanadında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhalefet kanadında da Meral Akşener ve İyi Parti, ayrı duruyor. Ne hikmetse biri eski içişleri bakanı biri yeni içişleri bakanı aynı noktada buluşmuş oluyor!
Tabi her konuya maydanoz olan Doğu Perinçek’in adını bile buraya yazmak istemezdim ne var ki oda Türkiye’nin bir gerçeği…
Onu da Aziz Nesin’e havale edip, konuyu kapatalım…
Facebook Yorum
Yorum Yazın