Haber şu;
“Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 2 Kasım günü başörtü konusunda hazırlanan Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili HDP’yi ziyaret etti. Ziyarette, HDP Sözcü Ebru Günay ile Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç yer aldı.”
Buyurun... Hadi biraz kafa yoralım şuna...
Neden peki dün lanetledikleri partiyi bugün ziyaret ediyorlar, çünkü Anayasa değişikliği için 400, referandum için de 360 milletvekilinin oyu gerekiyor, dolayısıyla HDP’nin oyu bu noktada önemli.
Peki, bugüne kadar yapılan ithamları ne yapacağız?
Yok, ‘PKK ile arasına mesafe koymuyor’, yok, ‘HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırıyoruz’, yok, ‘terör destekçileri’, hatta yeri geldiğinde ‘terörist’ türü ithamlar, bunlar ne olacak şimdi..?
Kısa süre içinde HDP, PKK ile arasına mesafe mi koydu, artık PKK’yi ağzına almayacakları yönünde sözler mi verdiler, hayır!
Ne öyle ise; çünkü MHP de çok iyi biliyor, AK Parti de çok iyi biliyor ki HDP, onlar gibi Meclis çatısı altında bulunan yasal, resmi, legal bir siyasi parti, üstelik Anayasa değişikliği gibi konularda kararları etkileyecek sayıları var.
Ve…
Şimdi de HDP’ye mecbur kaldılar…
Mecbur oldukları için de görüşüyorlar.
Kabadayılık edip, ‘görüşmüyoruz, HDP-PKK aynı şey’ demiyorlar, diyemiyorlar, çünkü görüşmeye mecburlar…
Peki, bunda yadırganacak bir şey mi var, hayır, pekâlâ görüşebilirler, doğru olan da bu, tek kusur, HDP’nin zamanında kendileri tarafından ‘görüşülmez’ diye ilan edilmesi, kötü bir şekilde karalanması ve muhalefet partileri dahil HDP’nin siyasetten aforoz edilmesi, Meclis’teki değersiz ve gereksiz bir eşya gibi sunulması…
Aslında olan şimdiye kadar dolduruşa gelen seçmene oldu, HDP’nin ‘öcü’ diye belletildiği seçmene yani…
Çok merak ediyorum, MHP’li ve AK Partili seçmen, bu iki gündür nasıl bir sorgulama içinde, HDP ile görüşülürken ‘günah’ diye dizlerini mi dövdüler, yoksa kandırıldıklarını düşünerek bir yerlere küfür mü savurdular..?
Demek ki iktidardakiler tarafından ‘görüşülmez’ diye ilan edilen, muhalefetin bile selam vermesine mani olunan HDP ile görüşmek mümkünmüş!
‘HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırıyorum’ diyen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener için de bu iyi bir sınav; HDP ile birlikte daha güçlü bir muhalefet oluşturmak varken, iktidardakilerin oyununa geldiğini düşünüyor mu acaba?
Ya da “MHP ve AK Parti görüştüğüne göre biz de bundan sonra altılı masaya davet edebiliriz” cesaretini gösterebilir mi?
Şimdilik gösteremeyeceği çok açık ama günü geldiğinde ‘mecbur’ kaldığında onun da bunu yapacağından eminim.
Bu son gelişme bize bir kez daha gösterdi ki siyasette samimiyet, hakkaniyet ve iyi niyet değil, sadece ‘çıkar’ geçerli, bunun için de hakikaten ‘her yol mubah’!
Facebook Yorum
Yorum Yazın