© VANMED

Bahoz Şavata yazdı: ARDA VİRÂF (NÂME)

Bahoz Şavata yazdı: ARDA VİRÂF (NÂME) haberine ait detaylar

Ardavirâfnâme Sasanîler döneminde yaşamış ünlü Zerdüşt din adamı Ardavirâf tarafından metafizik dünyaya gerçekleştirilmiş bir cennet ve cehennem yolculuğu, göklere yükseliş macerasını anlatan edebi bir antik dönem eseridir.

Ardavirâf için “Nişâpûr, Veh Peşûr ve Nişâ-bûriyân” isimleri de kullanılır. Kutsiyeti olan özelliklere sahip olan Ardavirâf, iddiaya göre Büyük İskender’le aynı dönemde yaşamıştır.

Ardavirâfnâme görünüşte Sasani döneminde diriliş ve kalkınma faaliyetlerine dair bilgileri ve hayata fizik ötesinde evrende yaşanacak olanları tasvir etmesi açısından dikkat çekicidir.
Ardavirâfnâme, gerçekte rüya âleminde cennet, cehennem ve berzah âlemlerine yapılmış yolculukta görülenleri Mazdacı inanç ile yorumlayan tek Pehlevice kaynaktır.

Eserde Ardavirâf’ın metafizik dünyaya yaptığı ruhsal yolculuk anlatılır. Hikayeye göre: Ardavirâf adlı din adamı olan magi, ömrü boyunca hiç günah işlemediği için din adamlarından oluşan bir kurul tarafından Ahura Mazda ile görüşmeye gönderilir. Meng ismindeki bir içecekten üç kadeh içtikten ve kendi vasiyetini yaptıktan sonra uykuya dalar. Yedi gün ve yedi gece boyunca Kutsal Surûş ve Tanrı Azer’in (Xızır) eşliğinde önce Cennet’i ve sonra sırasıyla Araf ve Cehennem bölgelerini gezer. Burada iyilerin iyiliklerinin Cennet’teki karşılığı, günahı ve sevabı eşit olanların Araf’taki durumu ve günahkârların her bir günahının Cehennem’deki durumu hakkında bilgi edinir ve daha sonra yolculuğundan döner.

Miracnâme-yi Ardaviraf adıyla da anılan orijinal metni Pehlevî dilinde kaleme alınmış olan eser, İslam inanışındaki birtakım değerlerle benzerlik göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Dil özelliklerinin yanı sıra dini ve tarihi önemi de oldukça büyüktür. Bu yüzden ünlü batılı araştırmacılar tarafından üzerinde çalışmalar yapılmıştır.

Anlaşılan, Büyük İskender Avesta ve Zend'i yakınca temel dini kaynaklarını kaybeden Mazda inançlı Doğu Aryan halkı dini gerçekleri yeniden öğrenmek amacıyla sözde Ardavirâf'ı ruhlar alemine gönderir.

Ardavşrafın ruhu Çinvâd Köprüsü'nden geçtikten sonra Surûş ve Tanrı Azer onu ellerinden tutup "Arâf"tan geçirir. Önce cennetin tabakalarını tek tek gezip Hürmüz'ün makamına varan Ardavirâf daha sonra cehennemi ve cehennemliklerin durumunu görür. Günahkârların yaptıkları karşılığında verilen cezaları nasıl çektiklerini izler. Yedi gün yedi gece boyunca süren bütün bu geziden sonra Surûş ve Tanrı Azer onu yine Hürmüz'ün huzuruna getirir. Hürmüz ona "Cehenneme düşmemek için doğruluk ve dinin yolundan gitmelerini" emreder.

Ardavirâf, insanların dünyasına döndüğünde bu gördüklerini anlatır ve bilge bir katip de bütün anlatılanları yazıya geçirir. Eldeki belgeye göre;
Ardavirâfnâme, 101 bölümden oluşur. 1-3. bölümler Ardavirâf'ın sefer hazırlıklarını, 4-15. bölümler Ardavirâf'ın seyahat süresince gözlemleri, cennet ve berzah tasvirlerini, 16-101. bölümler cehennem ve günahkarların tasvirlerini anlatmaktadır.

J. A. Pope tarafından 1816 yılında Londra'da yayınlanan ilk İngilizce çevirisiyle Ardavirâfnâme batı dünyasında da edebiyat çevrelerine ulaşmış, ardından İngilizce ve Fransızca diğer çevirileri yapılmıştır.

Ardavirâf, cennet-cehennem seyahatine çıkan ilk gezgin, Ardavirâfnâme ise, ahiret alemine seyahati, ölümden önce rüyada iken ya da ruhi bir seyahatle cennet ve cehennemi gezme konusunda yazılmış en eski kaynaktır.

Bu eser incelendiğinde Mazda-Ateşperesti inançlı Kürdlerin ve Farsların bu dini bir yerde kopyalayan Müslümanlığa geçişi teorik olarak ne kadar kolay geçildiğini ispatlar.

Bir yerde İslamiyet, Mazda inancın reform edilmiş yeni bir görünümüdür..
Mazda ve Müslüman inançları teorik olarak hala bu benzeşimleri yorumlara açıktır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER